Kitaplar | Konular | Negatif Limanlar'dan Pozitif Sulara

Hayalleri Olanlar Asla İhtiyarlamaz

Günlerden Pazar. İstanbul uykusundan yavaş yavaş uyanırken, ben seminer vereceğim salona doğru hızlı adımlarla yürüyorum.

Seminer salonuna girdiğimde beni çok şaşırtan bir olayla karşılaşıyorum. Salonda sandalyelerden birinde oturan yaşlı bir kadın ve ona kolonyalarla masaj yapan Aysun Hanım'la, çaycımız Meryem Hanım'ı görüyorum. Her ne kadar kendilerine hizmetimizde her zaman koşulsuz müşteri memnuniyetini önplana çıkarmalarını söylediysem de seminere gelen katılımcılara masaj yapın dememiştim.

Beni gören yaşlı bayan toparlanmaya çalışarak, sevecen bakışlarıyla bana "Merhaba" dedi ve neler olduğunu anlatmaya başladı. İsminin Sevda Hanım olduğunu söyleyen 69 yaşındaki bu büyükanne, öncelikle bu seminere gelmeyi çok arzu ettiğini ve burada olmaktan çok mutlu olduğunu söyledi.

Seminere gelirken iki vasıta değiştirmiş, tam eğitim merkezinin önünde minibüsten inerken, ayağı takılarak düşmüş ve göğsü kaldırımın kenarına çarpmış, kendisine yardım etmek isteyen ve hangi hastaneye gitmek istediğini soran kişiye eğitim merkezini göstermiş ve "benim doktorum orada" demiş.

Bunları anlatırken bütün acısına rağmen Sevda Hanım'ın bakışlarındaki yumuşaklık ve yüzündeki gülümseme hiç eksilmedi. Durumu itibariyle seminere katılamayacağını, istirahat etmesi gerektiğini söylememe rağmen, o ısrarla bir şeyi olmadığını ve bu seminere mutlaka katılmak istediğini söyledi.

Sevda Hanım'ın bu kararlılığını görünce "pekala" dedim ve seminere başladık. Seminer sırasında Sevda Hanım'ın bu öğrenme arzusu ve enerjisi, genç katılımcıların tümüne örnek oldu. Olumlu düşünmenin faydalarını anlatırken söz alarak şöyle dedi:

- Oğuz Bey siz burada beni anlatıyorsunuz, ben bu anlattıklarınızın hepsini yaşıyorum ve burada kendim gibi düşünen insanları görmekten büyük mutluluk duyuyorum.

Katılımcıların hepsinde büyük bir heyecan meydana gelmişti. Sıra "Mükemmelliğin Modellenmesi" bölümüne geldiğinde sözü Sevda Hanım'a verdim ve katılımcılara şöyle dedim:

- İşte size mükemmel bir model... Dinleyin ve modelleyin.

Sevda Hanım o sıcak gülümseyişiyle söze başladı. 9 yıl önce eşini kaybedince kendini koca bir boşluğun içinde bulmuş, o boşluğu doldurmanın yollarını ararken kendisine Türkiye Spastik Çocuklar Derneği'nden bir teklif gelmiş. Bu çocuklara öğretmenlik yapıp yapamayacağı sorulduğunda hiç düşünmeden kabul etmiş, öğretmenlik konusunda hiçbir tecrübesi olmadığı halde, Acıbadem'deki Erol Sabancı tarafından kurulan mükemmel tesiste çalışmaya başlamış.

Kendisini bu işe o kadar vermiş ki, Türk Spastik Çocuklar Derneği'nin 20. yıl etkinliğinde, Otistik bir öğrencisiyle kişisel bir sergi açmış. Sevda Hanım durmamış yine; sosyal amaçlı çalışmalarının yanısıra yaşamını sürdürebilmek için gerekli maddi katkıyı da, ürettiği hediyelikleri satarak sağlamış. Boş kaldığı her anı kitap okuyarak değerlendirmiş. Özellikle felsefi konulara merak duyan, durmadan düşünen, durmadan üreten bir insan. Bundan sonraki projeleri arasında ise yine sosyal bir çalışma yer almakta. Yaşlılara ve görmeyenlere kitap okumak...

Seminer sonunda Sevda Hanım'a tüm seminerlerime katılmasını arzu ettiğimi söylediğimde bana:

- Niçin ben?.. diye sordu. Ben de kendisine şöyle cevap verdim:

Ben seminerlerimde olumlu düşünmeyi anlatıyorum, sizse yaşıyorsunuz.


Konular