Kitaplar | Konular | Negatif Limanlar'dan Pozitif Sulara

3) Tek Kişilik Bir Ordu Olduğunuzu Unutmayın

Birçok insan iş hayatında ve sosyal konularda kendini güçsüz ve önemsiz hisseder. Bir çok konuda "Bu büyük bir sorun, tek başıma ben bunun için ne yapabilirim ki?" tarzındaki yaklaşımı psikologlar "Öğrenilmiş Çaresizlik" olarak adlandırıyorlar. Geçen seminerlerimden birinde bu konuyla ilgili şu öyküyü anlatmıştım:

Yıl 1955, Amerika'nın Montgomery kenti. O yıllarda Amerikan yasalarına göre zenciler otobüste beyazlara yer vermek zorunda. Zencilerin çoğu bu durumdan şikayetçi, ama yaptıkları sadece söylene söylene otobüste beyazlara yer vermek.

Ama içlerinden biri, sakin kendi halinde bir bayan, adı Rosa Parks. Bir gün önemli bir karar alıyor, karanlığı delen tüm zencilerin hayatını aydınlatan bir karar. "Ben artık otobüste beyazlara yer vermeyeceğim" diyor. Ertesi gün otobüste yanına yaklaşan bir beyaz, başında bekliyor kalkması için. Ama o son derece kararlı bir tavırla yerini vermiyor.

Tarihe geçen bu karar sonucu önce otobüste olaylar çıkıyor, sonra Montgomery'de ve sonra tüm Amerika'da. Bu olay Amerika'da vatandaşlık haklarının başlangıcı oluyor. Bir müddet sonra Amerika'da zenciler beyazlara yer vermek zorunda kalmıyor.

Bu öyküden sonra ben katılımcılara, hayat kuyusunun gerçekte çok derin olmadığını ama düşünce ipimizin kısa olduğunu söyleyince; içlerinden biri, "Siz bize çözüme odaklandığımızda her şeyin çözülebilir olduğunu söylüyorsunuz, ama biz her şeyi çözemeyiz ki!.." dedi. "Örneğin, Avrupalılar bizi Avrupa Topluluğu'na almıyorlar. Biz bunun için tek başımıza ne yapabiliriz?" deyince; salonda bulunan genç bir adam ayağa kalkarak, "Ben kendi şahsıma bunun çaresini buldum" dedi. Bu çarenin ne olduğunu sorduğumuzda;

"Türkiye'yi bilmem ama, ben Avrupa Parlamentosu'na gireceğim" dedi. Ben dahil tüm katılımcılar şaşırmıştık. Türkiye'nin olmadığı bir Avrupa Parlamentosu'na nasıl gireceğini merak etmiştik.

Adı Musa Karademir'di bu genç arkadaşın. Bu hedefini üniversite yıllarında benimsemişti. Üniversitedeyken Avrupa Birliği Kulübü'nü, üniversiteyi bitirdikten sonra ise Genç Avrupa Kuşağı adlı kuruluşu kurmuştu.

Musa Karademir çeşitli gazete ve dergilerde Avrupa Topluluğu konusunda makaleler yazıyor, bazı holdinglerde ve büyük şirketlerde AT programı, CE işaretleri. Gümrük Birliği, ithalat, ihracat gibi seminerler veriyor, ayrıca şirketlere yatırım danışmanlığı yapıyor.

"Avrupa Birligine Tam üye Olmanın Yunanistan, İspanya ve Portekiz Ekonomilerini Etkileri" adlı bir de kitabı var Musa Karademir'in. Avrupa Parlamentosu'na nasıl gireceğini şöyle açıklıyor genç adam:

- Öncelikle Viyana Üniversitesinde doktoramı yapacağım ve üniversitede görev alacağım. Sonra Avrupa Birliği'ne üye ülkelerden birinden vatandaşlık hakkı alarak Türkler'in yoğun olarak yaşadığı Almanya'dan adaylığımı koyacağım. Seçimi kazanarak Avrupa Parlamentosu'na gireceğim ve orada ülkemin haklarını bütün gücümle savunacağım.

Musa Karademir, bunları o kadar heyecanla anlatıyordu ki, seminerdeki herkes bazı şeylerin gerçekten imkansız olmadığını düşünmeye başlamıştı. Musa tek kişilik bir ordu olduğunun farkındaydı.


Konular