Kitaplar | Konular | Dost Kazanma ve insanlari Etkileme Sanati

3. Önce Kendi Yanlışlarınızdan Bahsediniz

Birkaç yıl önce akrabalarımdan Jozefin Carnegie, ana sekreterlik yapmak için Kansas'tan New York'a gelmişti. 19 yaşındaydı ve liseden yeni mezun olmuştu. Henüz iş hayatını tanımıyordu. Bir gün onu eleştirmek üzereydim. Kendi kendime dedim ki: "Sen bu genç kızdan iki kat daha büyüksün! Tecrüben ona oranla on katı daha fazla. O zaman bu çocuk, senin düşünceni kolay kolay kavrayamaz. Kavrayabilmesi için onun biraz daha çok çalışması gerekli. Sen bu gencin yaşındayken daha fazla hata yapıyordun.

Biraz düşündükten sonra Jozefin'i eleştirmemeye karar verdim; aksine ona yaptığı hatayı anlatmak istediğimde "Yanıldın kızım, ama üzülme. Ben de senin yaşındayken bu türlü hatalar yapıyordum. Tecrübe kazandıkça bu hataları yapmamaya başlayacaksın. Ama bu işi şöyle yapsaydın daha iyi olmaz mıydı?" diyorum.

Böyle kendi hatalarınızdan bahsetmeniz, başkalarını hatalarım kabul etmeye teşvik eder.

Prens Von Bulow 1909 yılında bunu öğrenmişti.Von Bulow o zaman Almanya şövalyesiydi. Alman imparatoru olan Kayzer ikinci Vilhelm inatçı birisiydi ve büyük bir ordu oluşturmakla uğraşıyordu.



İşte bu sırada garip bir olay gerçekleşti. Kayzer, inanılmayacak sözler söylüyor ve bu sözler, bütün Avrupa'yı sarsıyordu. Meselâ, Kayzer, İngiltere'ye karşı dost olduğunu, Japon tehlikesine karşı büyük bir donanma oluşturduğunu, kendisinin İngiltere'yi, Rusya ve Fransa'ya karşı küçük düşmekten koruduğunu, Güney Afrika'da İngiliz Lord Roberts'in Boerleri mağlup etmeyi başardığını söylemişti.

Bu sözler son elli senedir hiçbir Avrupa hükümdarı tarafından kullanılmamıştır. Bütün Avrupa bu sözleri öfkeyle karşılamıştı. İngiltere, büyük bir sıkıntı içindeydi. Alman devlet adamları ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Kayzer'in aklı başına geldi. Prens Von Bulow'un suçu üzerine almasını, kendisinin hükümdara bunları söylemesini tavsiye ettiğini itiraf etmesini istedi. Von Bulow buna karşı şu sözleri söyledi:

- Ama gerek İngiltere, gerek Almanya' da kimse benim bu türlü tavsiyelerde bulunduğuma inanmaz.

Von Bulow bu sözleri söylemez Kayzer'in sinirlendiğini anladı:

- Demek sen beni, senin de yapmayacağın hataları yapmakla suçluyorsun!

Bu durum karşısında Von Bulow, imparatoru önce övmek sonra eleştirmek gerektiğini anladı. Ama geç kalmıştı. O halde, madem tenkidi önce yapmıştı, şimdi imparatoru övmek gerekliydi.

- Böyle bir şey söylemek istemiyorum. Majestelerinin her konuda benden üstün olduğunu kabul ediyorum. Barometreler, telsizler, röntgen ışınları hakkında yaptığınız konuşmaları hayranlıkla dinledim. Ben tabiat bilimleri hakkında bu kadar bilgi sahibi değilim. Ama biraz tarih bilgim, politik faydaları olabilecek bazı özelliklerim var. Kayzer'in yüzü gülmüştü. Çünkü Von Bulow onu yüceltmiş, kendisini küçük düşürmüştü. Kayzer bunun üzerine her şeyi affedebilirdi.

- Ben size, birbirimizi tamamlıyoruz! dememiş miydim. Öyleyse birlikte hareket edelim ve bu işi temizleyelim.

Kayzer, yumruğunu masaya vurarak:

- İçinizden birisi, bir daha Von Bulow aleyhine bir tek söz söylerse, bu yumruğu suratında bulur demişti.

Von Bulow zamanında hareket etmişti. Ama akıllı bir diplomat olmasına rağmen yine de yanlış yapmıştı. Derhal Kayzer'in eksik yönlerini söylemeyi bırakarak, kendi zayıf noktalarını anlatmış ve Vilhelm'in büyüklüğü ile söze başlamıştı.

Kendi yanlışlarından bahsederek karşınızdakini övmek, Kayzer'i bile dosta çevirirse, aynı hareket günlük hayatımızda neler yapmaz. Bilakis bu hareket, insan ilişkileri bakımından mucizeler yaratacaktır.

İnsanları üzmeden, kırmadan değiştirmek istiyorsanız, üçüncü kural:

Başkalarının hatalarını eleştirmeden önce, kendi hatalarımızdan bahsetmeliyiz.


Konular