Kitaplar | Konular | Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar

ORUÇ KİMLERE FARZDIR?

1 - Soru: Orucun dini hükümlere göre tefsiri ve açıklaması nasıldır?

Cevap: Oruç, tanyerinin ağardığı sabah vaktinden güneşin batması zamanına kadar, oruca ehil bulunan kimsenin Cenab-ı Hakk'a yakınlık niyeti ile yemeyi, içmeyi ve cinsi mukareneti terk etmesinden ibarettir.

2 - Soru: Orucun şartları kaçtır ve nelerdir?

Cevap: Orucun üç nevi şartı vardır:

a) Vücubun şartları: İslam, akıl ve buluğ çağına ermiş olmaktır.

b) Edanın vacib olmasının şartları: Sıhhat ve mukim olmaktır.

c) Edanın sahih olmasının şartı: Niyet ve (kadınların) adet ve lohusalık gibi hallerden temizlenmiş olmasıdır.

3 - Soru: Bir kimseye oruç ne zaman farz olur? Akıl baliğ olmayan çocuğa farz olur mu?

Cevap: Erkeklik ve kadınlık çağına girmekle bu farziyet başlamış olur. Akıllı olmayan ve buluğ çağına ulaşmayan deli ve çocuk üzerinde oruç mükellefiyeti yoktur.

4 - Soru: Yeraltında çalışan bir işçi (oruç tutulması çok zor olduğu için) Ramazan ayında doktordan rapor alsa da orucunu tutsa, caiz olur mu ve çalışmadığı halde raporlu olarak aldığı para halal olur mu?

Cevap: Tuttuğu oruç ile borcu ödenir. Fakat aldığı para helal olmaz. Çünkü sağlam iken rapor ve çalışmadan para alması caiz olmaz. Böyle bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmak için izin alması en doğru bir yoldur.

5 - Soru: Bir kadın oruç tutmaya niyetlendikten sonra ve fakat iftar olmadan hayız görse, oruç tutmaya devam etmesi mi, etmemesi mi hayırlıdır?

Cevap: Oruç bozulmuş olduğuna göre, oruçlu gibi davranmasının bir manası ve faydası yoktur. Orucu yemesi gerekir. (Büyük İslam îlmihali, Oruç bahsi, madde: 160/7)

6 - Soru: Bir hadis-i kudside Cenab-ı Hak, kulun diğer amelleri yanında, oruca daha büyük fazilet tanıyarak, orucun karşılığı olan mükafatı bizzat kendisinin vereceğini vaadediyor. Bu hadis-i kudsinin Türkçesini yazar mısınız?

Cevap: Bahsi geçen hadis-i kudsinin metni: "Küllü amelibni ademe lehü illessıyame fi innehü lî ve ene eczî bih" olup, Türkçe meali ise: "Ademoğlunun her işi kendisi içindir, oruç bundan müstesna, zira o. Benim içindir, onun mükafatını da Ben vereceğim" şeklindedir.

7 - Soru: Bizden önceki kavimlere farz olan oruç, bizim tuttuğumuz bir aylık Ramazan orucu muydu, yoksa başka bir oruç muydu?

Cevap: Oruç ibadetinin diğer ümmetlere de farz olduğunu biliyoruz. Ancak onların tuttuğu orucun zamanı ve gün sayısı bakımından arada bazı farklar mevcuttur. Orucun farz olduğunu bildiren ayet-i kerimede, "Sizden evvelkilere farz kılındığı gibi" buyurulması teşbihin farz olma noktasında bulunduğunu göstermektedir.

8 - Soru: Bir kadının midesi, 7-8 senedir ağrıyor. Ayrıca içerden kan geliyor. Bu kadının oruç tutmasında zorluk oluyor. Yerine ne yapmalıdır?

Cevap: Hastalığı geçtiğinde tutacaktır. Hastalık devam ettikçe tehir edebilir.

10 - Soru: Ramazan orucunu sefer halinde tutuyorken bozsam, bundan dolayı kaza mı yoksa kaza ve kefaret mi lazım gelir?

Cevap: Sadece kaza lazım gelir. (Nimetü'l-İslam, 2. kısım, s. 50)

11 - Soru: Dünyanın öyle yerleri var ki, gece ve gündüz, altı ay devam etmektedir. Bu gibi yerlerde oruç tutulacak olsa, vakit nasıl tayin edilecek?

Cevap: Kutup bölgesine yakın bulunan ve 24 saatlik gece ve gündüzü mevcut bir beldenin namaz vakitleri tesbit edilip, saati geldiğinde vaktin namazı kılınır. Bu ölçü 24 saatte beş vakit namaz eda edilir. O şehirdeki Ramazan günlerinin imsak ve iftar vakitleri esas alınarak, o kadarlık bir zaman, ihtiyaten oruç tutulur. Her ne kadar vakit, namazın bir şartı ve sebebi ise de, namazın asıl sebebi Rabbimizin biz kullarına olan İlahi hitabıdır. (Büyük İslam İlmihali, Namazla ilgili bölüm, madde: 58)

12 - Netice Fetvalarından: "Ramazan'ın evvelinde doğum yapan ve on gün geçmesiyle lohusalık kanı kesilen Hind, oruçlu olur" (H.Ec. c. 1/22)

Açıklama: Lahusalığın son bulması için en son müddet kırk gündür. Fakat en azı için bir müddet yoktur. Bu itibarla, fetvada ifade edildiği üzere, nifas kanı kesilip temizlenince, başkaca bir engel ve mazereti yoksa orucunu tutar.

13 - Ali Efendi Fetvalarından: "Oruç tutmaktan aciz ihtiyar kişiye, iftar edip (her oruca karşılık bir) fidye vermek caiz olur" (H.Ec. 1/23)

Açıklama: Oruç tutmaya gücü yetmeyen çok yaşlı ihtiyar kimsenin vücudunda ölesiye kadar, tedrici bir zayıflama ve eksiklik olur. Bu kimse, devamlı olarak inkıraza uğramakta ve güç kaybına maruz bulunmaktadır. Böyle bir ihtiyara orucuna bedel fidye vermesi, dinimizin gösterdiği kolaylıklardandır.

14 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Hasta, oruç tuttuğu takdirde, hastalığının şiddetlenmesinden korksa, oruç tutmamak mubah olur" (H.Ec. 1/22) 

Açıklama: Bu korku, ya Müslüman ve mütehassıs bir doktorun haber vermesi veya hastanın kendi tecrübesi ile sabit olmalıdır. Yoksa bir vehim ve kuruntu, orucun tehirine mesnet olamaz.

15 - Abdürrahim Fetvalarından: "Misafire Ramazan gününde oruçlu olmak, iftardan evladır" (H.Ec. 1/22)

Açıklama: Doksan kilometrelik bir yere yolculuk yapan kimsenin oruç tutmaması, dinimizin tanıdığı bir ruhsat; oruçlu olmak ise azimettir. Yolculuğa çıkanın oruç tutmamasına fetva varsa da tutması takva ile amel etmektir.

16 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hastalığı geçen ve fakat zayıflığı devam ederken Ramazan'a giren bir kimsenin oruç tutması halinde hastalığın geri gelmesine kuvvetli bir zannı olsa iftar mubah olur" (H.Ec. 1/22)

17 - Netice Fetvalarından: "Mukim olan kimse, sabaha çıkınca (90 km'lik) uzak biryere gitmek için yola çıksa orucunu tamamlaması gerekir" (H.Ec. 1/22)

Açıklama: Yolculuğa çıkacak kimse, akşamdan oruca niyet etmeyebilir. Fakat oruca niyet ettikten sonra, sefere çıkmaya karar verse, orucunu tamamlaması gerekir.

18 - Soru: "Ağır işlerde çalışan kimseler. Ramazan oruçlarını kazaya bırakabilir mi?" sorusuna, "Ramazan'ın hasat mevsimine rastlaması ve zamanında kaldırılmaması halinde mahsulün zarar görmesi gibi durumlarda, oruç tutmak bu işlerin yapılmasına engel oluyorsa Ramazan orucunu kazaya bırakmak caizdir" deniliyor. Bu fikre ne dersiniz?

Cevap: Bu fikir asla doğru değildir. Müslüman kimsenin, çalışacağı işi ibadetlerine engel olmayacak şekilde ayarlaması gerekir. Kendi işi ise yavaş yavaş veya gece yapar. Zorunlu kalmadıkça, çok istisnai durumlar haricinde oruç tehir edilemez.

19 - Soru: Oruç bugünkü şekli ile ne zaman farz kılınmıştır?

Cevap: Peygamber Efendimiz'in Medine-i Münevvere'ye hicretinden bir-buçuk sene sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır.

20 - Soru: Bir kimse oruç tutmaktan ve aynı zamanda fidye vermekten de aciz olursa üzerinden oruç sakıt olur mu?

Cevap: Oruç tutmaktan aciz bulunan bir ihtiyar, fidye vermekten de aciz bulunuyorsa, bu imkan (para) eline geçince fidyeleri ödemesi gerekir. Buna da fırsat bulamasa, malından ödenmesi için vasiyet eder.

21 - Soru: Bazı maden işçilerinin işe gidip aynı zamanda oruç tutması imkansız. Bu durumda, Ramazan'da oruç tutabilmek için istirahat alınabilir mi?

Cevap: İstirahatli iken ücret almayacak iseniz, istirahat alabilirsiniz. Aksi halde izin almanız gerekir.


Konular