Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

   Sancağın Hz.Ali'ye Verilmesi

Herkes, acaba bu kim olacak diyorlardı ki Peygamberimiz Hz.Ali'yi sordu. "Gözü ağrıdığından, çadırındadır." dediler. Çağırttı. Mübârek elleriyle gözlerini mesh etti, sığadı. Bir mûcize-i Peygamberî olarak o anda göz ağrısı gitti. Gözü açıldı. Kendisine büyük bir teveccüh ile sancağı verip feth için kaleye gönderdi.

Hz.Ali, sancağı kaparak kaleye doğru koştu. Karşısına çıkan Yahûdîlerin başını uçurdu. Harp çok şiddetli oluyordu. Bir aralık Hz.Ali'nin kalkanı elinden fırlayıp düştü. O Allâh'ın arslanı, göğüsleyip kopardığı kale kapısını bir elinde kalkan gibi kullanarak, çarpışmağa devam etti. Nihâyet kale düştü. Hz.Ali, onu teslim aldı.

Hz.Ali'nin koparıp kalkan olarak kullandığı bu kale kapısını daha sonra yedi kişi uğraşmışlar, fakat yerinden kaldıramamışlardır.

Naim kalesi düştükten sonra, Hz. Ali kalelerin en kuvvetlisi olan Gamûs kalesine hücum etti. Bu kalenin kumandanı olan, Arapların bin cengâvere bedel dedikleri, meşhur Yahûdî kumandanı Merhab, silahlarını kuşanmış olduğu halde kendini metheden beyitler söyleyerek meydana atıldı.

Buna karşı Hz.Ali mübâreze meydanına kükremiş arslan gibi atıldı. O da, azgın Yahûdî kâfire şu mısralarla cevap veriyordu:

"Enellezî semmetnî ümmî Haydara,

Keleysî gâbâtin kerîhil manzara,

Ekîlüküm bis'seyfi keyles'sendera,

Et'anü birrumhi bütune'l kefere"

(Anam bana Haydar [1] ismini vermiştir,

Ben, ormanların korkunç manzaralı arslanı gibiyim,

Kılıncımla sizi sendere [2] kilesiyle kileler gibi yerim,

Mızrağımı kafirlerin karınlarına pek yaman saplarım).

Hz.Ali, kılıncını onun tepesine indirerek o azgın Yahûdîyi bir darbede yere serdi ve bihakkın Hayber Fâtihi ünvanını aldı.

Yahûdî kaleleri art arda düşüyordu ki, Satih ve Sülâlim kalelerindekiler, çâresiz kalıp sulh istediler. Neticede Müslümanlara geçen arâzide, yalnız çiftçi gibi oturmaları ve her sene kaldırılacak mahsulün yarısını Müslümanlara vermeleri şartıyla mürâcaatları kabul edildi. Hayber'in fethinden sonra, teslim olan Yahûdîlerin bâzıları burayı terketti. Bâzıları da, yapılan sulh neticesi orada kaldılar. Buranın ziraat ve mahsul işlerini idâre etmek için Abdullah ibn-i Revvâha vâli tâyin edildi.

Hayber kalesi fethedildiğinde, elde edilen ganîmet çok büyüktü. Binlerce eşya ele geçirildi. Hayber kalesinde, vaktiyle birçok kimsenin diline doladıkları, fakat bir türlü ele geçiremedikleri Yahûdîlerin gizli hazîneleri de bulundu. Gömülü olduğu yerden çıkarıldı. Katır derisinden bir tulum içerisinde ağzına kadar mücevherat dolu idi. Bu hazîne, Ali Hukayk'ın hazînesi idi. Bu hazîneden çıkan mücevherler onbin altın olarak kıymetlendirilmişti.

Harpte Müslümanlardan 15 kişi şehid oldu. Yahûdîlerden 93 kişi öldürüldü. Kalanlar teslim oldu.


Konular