Kitaplar | Konular | Muhtasar Ilmihal
Ashâb-ı Kirâm
Ashab, Peygamber Efendimizi bir kere bile olsun iman gözüyle görüp, sohbetinde bulunan müslümanlardir. Ashâb'in hepsi çok büyük derece sahibidirler. Çünkü onlar, Peygamberimizi gözleriyle görmüs, en zor zamanlarda onun etrafinda kenetlenip mallariyla, canlariyla Iman ve Islâm'in yayilmasi için cihâd etmisler, büyük gayretler göstermislerdir. Böylece Peygamberimizin en büyük teveccühünü kazanmislardir. Hepsi de tepeden tirnaga adetâ nur hâline gelmislerdir.
Ulvî dinimizin yayilmasinda onlar önderlik etmislerdir. Bu devirde bir insan tek basina bütün dünyayi fethetse, dünya dolusu altin tasadduk etse, yine de ashâbin en küçügünün mertebesine erismesi mümkün degildir. Biz müslümanlar, Ashâb-i Kirâmin hepsini sevmek, saymak ve hepsine hürmet etmekle mükellefiz. Onlarin aralarinda meydana gelen bazi ihtilaflârdan dolayi, hiç birinin aleyhinde tek kelime söyleyemeyiz. Zira onlar müctehiddir ve ictihadla hareket etmislerdir. Onlardan birinin aleyhinde konusan insanin imani zayiflar, dini çok büyük zarar görür. O insan inancini düzeltmedikçe aslâ kâmil bir mü'min olamaz.
Ashab iki kisimdir:
1. Muhacirîn,
2. Ensâr.
Muhacirîn, mallarini, mülklerini birakarak Allâh rizâsi için Mekke'den Medîne'ye hicret eden Mekke'li müslümanlardir.
Ensâr ise, Medîne'nin yerlisi olan müslümanlardir. Medîne'ye hicret eden müslüman kardeslerine, Allâh rizâsi için bütün varliklariyla yardimda bulunmuslardir. Her iki zümre de Allâh rizâsi için yaptiklari bu hareketlerinden dolayi çok büyük sevap ve derece kazanmislardir.
Peygamberlerden sonra insanlarin en büyügü Ashâb-i Kirâm'dir. Ashâbin da en büyügü sirasiyla Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali'dir. (Radiyallâhü anhüm).