Kitaplar | Konular | Kalplerin Keşfi
Yine Allah Korkusu
ALLAH KORKUSU
IKINCI BÖLÜM
Büyük ahlak ve fikih alimi Ebü´l Leys es-Semerkandi (rahimehullahu) söyle der:
Allah (C.C)´in yedinci kat semada birtakim melekleri varki, yaratildiklari andan beri secdededirler. Bögürleri Allah (C.C) korkusu ile devamli titrer haldedir. kiyamet günü baslarini secdeden kaldirarak:
"Ey noksanliklarin her türlüsünden beri olan Allah´imiz! Sana layik oldugun derecede ibadet edebilmis degiliz" diyeceklerdir.
Kur´an-i Keri´im su ayeti, onlarin bu hallerine isaret eder:
"Üstlerindeki Rabb´lerinden korkarlar ve emrolunduklarini yaparlar (göz acip kapayana kadar bile Allah´in emrini kirmazlar"
Kur´an Kerim. - Nahl Suresi 50
Peygamberimiz (S.A.V) söyle buyurur:
"Kulun vücudu, Allah korkusu ile ürperdigi zaman, yapraklari dökülen agac gibi günahlarindan siyrilir."
HIKAYE
Adamin biri bir kadina tutulur. Günun birinde kadin bir is icin yolculuga cikar. Adam pesine takilir. Kafilenin mola verdigi bir sirada yol arkadaslarinin uykuya dalmalarini firsat bilerek kadinla basbasa kalmayi basaran asik ona sirrini acar.
Kadin adama: "bak bakalim herkez uyuyormu" der.
Bu sözü, karsi tarafin arzusuna ram olmak üzere oldugu sekilde yorumliyarak sevince kapilan asil derhal yerinden firlayarak kafilenin etrafinda bir tut atar. Herkezin misil misil uyudugunu görür. Kadinin yanina dönerek "evet, herkez uyuyor" der.
Bunun üzerine kadin adama: "acaba Allah hakkinda ne dersin, o da mi uyuyor?" diye sorar.
Adam "Allah uyumaz. O´nu hic bir zaman ne uyku ve nede uyuklama hali yakalamaz" diye karsilik verir.
O zamankadin der ki "insanlar bizi görmüyorsada su anda uykuda olmayan ve hic bir zaman uyumayan Allah bizi görüyor. Buna göre asil O´ndan korkmaliyiz"
Kadinin bu sözleri üzerine adam korkarak tuttugu kötü yoldan vazgecer de kadinin yanindan ayrilir, evine döner.
Öldügü zaman bir tanidigi onu rüyasinda görür, "Allah sana nasil muamele etti" diye sorar.
Adam: "Allah´dan korkarak o günahi islemedigim icin O beni affetti" diye cevap verir.
HIKAYE
Zamanin birinde Israilogullarindan biri vardi, adam kendini ibadete vermisti. Colok cocuk sahibi idi. Günün birinde ailece ac kalirlar. Tamamen caresiz kaldigi icin yiyecek bir seyler bulup getirsin diye karisini disariya gönderir.
Kadin bir tüccarin evine varir, coluk - cocuguna yedirecek bir seyler ister. Tüccar, kadina "olur fakat önce bana kendini teslim et"diye teklif eder. Kadin hicbir cevap vermeden cikar, evine döner.
Yavrularini "annecigim acliktan ölecegiz, bize yiyecek bir sey ver" diye feryad eder durumda bulur.
Geri cikarak tekrar tüccarin yanina varir, yavrularinin acikli durumunu anlatir.
tüccar "istedigim olacakmi olacakmi?" diye sorar.
Kadin "evet" der.
Ikisi basbasa kalinca kadinin mafsallari (eklemleri) öylesine titremeye baslarki, azalari cikacak gibi olur.
Tüccar "ne oluyor sana?" diye sorar.
Kadin "Allah´dan korkuyorum" diye cevap verir.
Aldigi cevap üzerine kendine gelen adam:
"sen su sikisik durumuna ragmen bu günahdan dolayi Allah´dan korkuyorsun, oysa asil benim korkmam gerekir" diyerek yapacagi isten vazgecer. Istediklerini vererek kadini gönderir. Kadin kucagindaki yiyecekler ile yavrularina döner. Cocuklarin sevinci sonsuzdur.
Bu sirada ulu Allah´dan tüccar hakkinda Hz.Musa,ya (A.S) vahiy gelir.
Allah (C.C) :
"falan oglu filana bütün günahlarini affettigimi söyle" diye bildirir.
Bunun üzerine Hz.Musa (S.A) tüccari bulur, ona "mutlaka Allah (C.C) ile aranizda sir kalan bir hayir islemis olmalisin" der.
O zaman tüccar kendisine yoksul kadinla arasinda gecenleri anlatir.
Hz.Musa (A.S): "iste bu yüzden Allah, gecmis bütün günahlarini bagisladi" diyerek tüccara müjdeyi verir.
(Mecmu´ul Letaif)
Rivayete göre Peygamberimiz (S.A.V) demisti ki:
"Ulu Allah söyle buyurur:
Su iki korku ile iki gün ayni kulumda biraraya getiremem. Dünyada benden korkanin Ahiretini emin kilarim. Buna karsilik dünyada iken benim korkumu yüreginde tasimayanlari Kiyamet günü korkuya düsürürüm"
Ulu Allah (C.C) söyle buyuruyor:
"Insanlardan degil benden korkunuz"
(Maide suresi, 44)
Diger bir Ayette söyle buyurur:
"Eger mümimseniz, onlardan degil, benden korkunuz"
(Al-i Imran suresi, 175)
Hz.Ömer (R.A) Kur´andan dinledigi zaman yere baygin düserdi. bir gün eline bir saman kirintisi alarak söyle dedi:
"keske ben de bir saman kirintisi olsaydim, adi anilmaya deger bir sey olmasaydim. Keske anam beni dodurmamis olsaydi"
O cok aglardi, hüngür hüngür yas dökerdi. Bu yüzden yanaklarindan süzülen yaslarin biraktigi iki siyah iz her zaman yüzünde görülürdü.
Peygamberimiz (S.A.V) buyuruyor ki:
"Sagilan süt memeye dönmedikce Allah korkusu ile aglayan kimde cehenneme girmez."
Rivayet edilir ki, Kiyamet günü bir kul Allah cikilacak ve günahlarinin agir bastigi görülerek cehenneme atilmasi emredilecektir. Bu sirada kirpiklerinden bir tel dile gelerek söyle diyecektir:
"Ey Rabb´im senin Resul´un Muhammed (S.A.V) kim Allah korkusu ile aglarsa Allah onun yas döken gözlerini cehenneme haram kilar" diye bildirdi. Ben senin korkundan aglamistim.
Bunun üzerine dünyada Allah korkusu ile aglayan bir kirpik teli sayesinde adam affedilecektir.
Cebrail (A.S): "falan oglu filan bir tek kirpik sayesinde kurtuldu" diyerek bu durumu ilan edecektir.
(REKAIK UL AHBAR)
Rivayet edilir ki, Kiyamet günü cehennem ortaya cikinca öylesine kükreyecek ki, bütün ümmetler dehsetinden dizüstü kapaklanacaklardir.
Nitekim yüce Allah (C.C) buyuruyor ki:
"...Ve sen her ümmeti dizüstü cökmüs (ne olacagini endise ile bekler) görürsün. Her ümmet amel defterini almaya cagirilir"
(Casiye Suresi, 28)
Insanlar cehenneme yaklastirildiklarinde onun öfke ve kükreyisini duyacaklar, bu besyüz yillik mesafeden duyulacaktir.
O zaman Peygamberler dahil herkez kendi dernine düserek "ben ne olacagim" diyecektir. Yanliz Peygamberlerin ulusu olan Hazreti Muhammed (S.A.V) müstesna, O "ümmetim ne olacak, ümmetim ne olacak" diyecektir.
O sirada cehennemden daglar gibi ates kütlesi cikacaktir. Peygamber´imizin (S.A.V) ümmeti "ey ates kütlesi! Namaz kilanlar, dogruluktan ayrilmayanlar, Allah´dan korkanlar ve oruc tutanlar hakki icin geri dönermisin" diye yalvararak atesi geldigi yere göndermeyi calisacaklar, fakat ates geri dönmeyecektir.
Bu sirada Cebrail´in (A.S) "ates kütlesi Muhammed´(S.A.V)in ümmeti üzerine yöneldi" diye seslendigi duyulacaktir. bunun üzerine Cebrail (A.S), bir bardak su getirerek Peygamber´imize (S.A.V) uzatacak ve "ey Allah´in Resulü! Bunu al, atesin üzerine at" diyecektir. Peygamber´imiz (S.A.V) Cebrail´den (A.S) aldigi bardagi atesin üzerine bosaltir bosaltmaz ates sönecektir.
Peygamber´imiz (S.A.V) "bu su nedir?" diye soracak ve Cebrail´den (A.S) su cevabi alacaktir:
"Bu senin ümmetinin, Allah korkusu ile aglayan günahlarlarinin gözyasidir. simdi atesin üzerine serpip onu Allah´in izni ile - söndüresin diye sana getirme emri aldim" *
(*BIDAYET`ÜL HIDAYE)
Peygamber´imiz (S.A.V) söyle dua ederdi:
" - Allah´im! Bana senin korkun ile aglayan iki göz bagisla"
Gözyasi dökmek konusunda su beyit ne kadar düsüncürüdür:
"Ey gözlerim, gunahima aglar misiniz?
Ömrüm elimden ucup gitti, gittide farkinda olmadim.
Peygamber´imiz (S.A.V) söyle buyurdugu bildiriliyor:
"Hic bir mümin düsünülülemez ki Allah korkusu ile gözünden sinek basi kadar yas ciksin ve elmacik kemigine kadar insinde o kula cehennem atesi degsin"
HIKAYE
Anlatildigina göre Muhammed Ibni Munzir (rahimehullahialeyh) agladigi zaman gözyaslari ile yüzünü, sakalini ovar "duyduguma göre gözyasi degen yere cehennem atesi degmez" derdi.
Mümin Allah'in gazabindan korkmali ve kendini nefsin azgin arzularina uymaktan sakindirmalidir.
Nitekim (Allah (C.C.) söyle buyuruyor:
"Nefsinin azgin arzularina uyan ve dünya hayatini (Ahirete) tercih edenlerin varacagi yer cehennemdir. Rabb'uiin makamindan ve nefsini azgin arzulardan alikoyanlarin varacagi yer ise cennettir"
(Naziat Suresi, 37-41)
Allah´in gazabindan kurtularak sevap ve rahmetine nail olmak isteyenler, dünyanin sikintilarina sabirla katlanmali, Allah´in buyruklarina uymakta israr etmeli ve günahlardan sakinmalidirlar.
Rivayete göre Peygamber´imiz (S.A.V) buyuruyor ki:
"Cennetlikler cennete girdikleri zaman melekler onlari türlü türlü hayir ve nimetlerler karsilarlar, onlar icin sedirler kurularak dösenir. Kendilerine cesit cesit yemek ve meyvalar ikram edilir. Bu nimetlere ragmen üzerlerinde bir durgunluk farkedilir, belirli bir bekleyis havasi icinde bulunduklari görülür. O zaman ulu Allah (C.C) "ey kullarim! Burasi durgun ve bekleyis icinde olunacak bir yer olmadigi haldeki sizdeki bu durgunluk ve bekleme hali nedir?" diye buyurur.
Cennetlikler: "bize yapilmis bir vaad vardi, simdi zamani geldi" diye cevap verirler.
Bu cevap üzerine Allah (C.C) meleklere:
"perdeleri yüzlerinden kaldirin" diye emir buyurur.
Melekler: "Ey Rabb´imiz! Bunlar seni nasil görebilirler, dünyada günah islemislerdi" derler. Meleklerin bu sözlerine karsilik ulu Allah emrine tekrar ederek söyle buyurur:
"Perdeleri kaldirin, onlar dünyada iken bana kavusmak arzusu ile zikretmisler, secde etmisler ve gözyasi dökmüslerdir"
Perdeler kaldirilir ve bakarlar, ansizin Allah katinda secdeye kapanirlar. O zaman Allah onlara "kaldirin basinizi zira burasi amel yeri degil, bagis ve mükafat yeridir" diye buyurur. Baslarini kaldirinca keyfiyet ölcüleri disinda onlara cemalini gösterir.
Arkasindan sevinclerini zirveye cikarmak üzere onlara söyle seslenir:
"ey kullarim, selam üzerinize olsun! Ben sizden hosnudum, sizde benden hosnud oldunuzmu?"
Cennetlikler söyle cevap verirler: "ey Rabb´imiz! Nasil hosnud olmayalimki, sen bize hic bir gözün görmedigi, hic bir kulagin isitmedigi ve hic bir insanin hayalinde canlandirmadigi nimetler verdin"
(*ZEHR-UR RIYAZ)
Bu konuda ulu Allah (C.C.) söyle buyurur:
"Allah onlardan hosnud oldu, onlar da Allah´dan hosnud oldu."
(Kur´an-i Kerim - Beyyine Suresi, 8)
"Rahim olan Rabb´den selam vardir (onlara)"
(Kur´an-i Kerim - Yasin Suresi, 58)