Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi
Allah Rasûlü'nün Hz.Ebû Bekir (R.A.) İle Görüşmesi
Hz.Âişe'nin (R.Anha) bildirdiğine göre, Rasûlü Ekrem Efendimiz Hz.Ebû Bekr'in evine her gün sabah veya akşam vakitlerinde uğramak ihtiyadında idi. Mekke'den, kavmi arasından çıkıp, Hicret etmesine müsaade edildiği gün, öğle vakti sıcağında, hiç gelmediği bir saatte başını sararak geldiği haber verilince,
Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Vallâhi, Rasûlüllah, bu saatte hiç gelmezdi. Bu saatte gelişinde elbette bir iş var!" dedi.
Hz.Peygamberimiz, kapıya gelip içeriye girmek için izin istedi.
"Buyurun!" denildi.
İçeri girince Hz.Ebû Bekir (R.A.), minderinden kalktı, Rasûlü Ekrem oturdu. Hz.Ebû Bekr'e; "Yanında kim varsa, dışarı çıkar!" dedi.
Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Yâ Rasûlellah! Onlar kızlarımdır. Yabancın değiller! Babam, anam sana feda olsun! Ne haber var?" dedi.
Allah Rasûlü; "Yüce Allah, bana, Mekke'den çıkmağa ve Medîne'ye hicret etmeğe izin verdi!" deyince,
Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Yâ Rasûlellah! Sizinle yoldaşlık var mı?" diye sordu.
Peygamberimiz; "Yoldaşlık var!" deyince Hz.Ebû Bekir (R.A.), sevincinden ağladı.
Hz.Âişe, o güne kadar bir insanın sevinçten ağladığını hiç görmediğini söyler.
Artık hicret yolculuğuna çıkılacaktı. O sıralarda müşrik, fakat güvenilir bir adam olan Abdullah ibn-i Üreykıt'ı yol kılavuzu olarak tuttular. İki binit devesini de yanında bulundurup yaymak ve üç gece sonra Sevir dağı eteğinde buluşmak üzere kendisine teslim ettiler.
Rasûlü Ekrem Efendimiz, Hz.Ebû Bekr'in yanından ayrılarak evine döndü.