Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

   İki Şeye Da'vet ve Hz.Ali'nin Mukabelesi

Peygamber Efendimiz; "Ey Abdülmuttaliboğulları! Vallâhi, Araplar içinde, benim size getirdiğim dünyâ ve âhiretiniz için hayırlı olan şeyden daha üstününü ve hayırlısını kavmine getirmiş bir yiğit bilmiyorum. Ben sizi, dile kolay gelen, mîzanda ağır basan iki kelimeye dâvet ediyorum ki, o da; «Allah'dan başka ilah bulunmadığına ve benim de, Allâh'ın Rasûlü olduğuma şehâdet getirmenizdir.» Yüce Allah, sizi buna dâvet etmemi emir buyurdu. Siz bu hususta, görmediğiniz mûcizelerden bâzısını da gördünüz. O halde, hanginiz bana bu yolda icâbet ederek vezîrim ve yardımcım olur?" dedi.

Bu sözleri duyunca hepsi sustular. Peygamber Efendimiz, bu sözlerini üç defa tekrarladı.

Diğerlerinin sükûtuna mukâbil, her def'asında ayağa kalkan Hz.Ali üçüncüde de ayağa kalkarak; "Yâ Rasûlellah!.. Sana yardımcı ben olurum ben! Gerçi, bunların yaşça en küçüğüyüm. Görüşüm kısa, vücudum bücür, kollarım zayıf, baldırları en incesiyim. Fakat, buna rağmen ben bu işte senin vezîrin ve yardımcın olurum." dedi.

Orada bulunanlar buna güldüler, gözlerini bir Ebû Tâlib'e bir de bu sözleri söyleyen çocuğa çevirdiler. Henüz onüç yaşında olan bu çocuk neler söylüyordu. Hâl böyle iken, hâlâ nasibsizler gözyaşı içinde boğulmuyor, erimiyor, kendinden geçmiyor ve teslim olmuyorlardı. Çare yoktu. Allâh'ın mühürlediği kalbi kimse açamazdı. Fakat hidâyetten nasîbi olanlara da kimse mâni olamazdı.


Konular