Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

   Peygamber Efendimiz'in Süt Annesi

Mekkeliler, bilhâssa Mekke uluları, yeni doğan çocuklarını daha iyi yetişmeleri için, bir müddet yüksek yerlerde oturan kabîle kadınlarından sütanne kiralar, onlara verir, baktırırlar, mukâbilinde ücret de verirlerdi. Bu usul o zamanlarda, umûmi bir gelenek olduğundan, her sene kabîle kadınlarından isteyen, emzirmek büyütmek için, çocuk almağa şehre gelir, alır götürürdü. Yetiştirdikten sonra tekrar geri getirip analarına teslim ederlerdi. Yine bu sebepten şehre sütanneler geldi.

Ben-i Sâd kabîlesinden gelen kadınlar, kendilerine çocuk seçmişlerdi. Fakat Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V.)'i henüz alan olmamıştı. Birçok kadın, yetim diye, fazla para vermezler diye almağa yanaşmamışdı. Fakat yine Ben-i Sâd kabîlesinden Hâris diye birisinin âilesi olan Halîme, başka çocuk da kalmadığından biraz tereddüt içinde O'nu aldı. Fakat sonradan, aldığına çok memnun oldu. Çünkü bu yetim çocuk onlara çok uğurlu gelmişti. Halîme O'nu öz evlâdından çok sevdi. Şeymâ adındaki kız evlâdı da Hz.Muhammed'i pek severdi. Onunla kardeş kardeş oynayıp geçinirlerdi.

Halîme'nin kocası Hâris de, âilesine şöyle dedi: "Halîme! Bu çocuğun ayağı bize çok uğurlu geldi. O evimize ayak basalı beri davarımızın sütü, sütümüzün yağı çoğaldı. Evimiz bereketlendi, elimiz genişledi. Ben bu çocukta bir başkalık görüyorum."

Yürümeğe başladığı zaman, annesi Âmine Hatun O'nu almak, şehre getirmek istedi. Halîme buna şiddetle îtiraz etti. "O'nu şehre götürmeyiniz, oraların havası ağırdır, bir müddet daha bizim yanımızda kalsın" dedi.

Peygamber Efendimiz kırda bu âile yanında beş yıl kadar kaldı. Hz.Peygamberimiz sütannesini çok severdi. Yanına geldiğinde, "anacığım" diyerek karşılar, çok hürmet gösterirdi. Daha sonraları onun kendisine ve âilesine dâima yardım etti. Daha üç dört yaşlarında iken, gerek Halîme gerekse kocası Hâris, Peygamber Efendimiz'de, diğer insanlarda görülmeyen yücelikler ve fevkalâde haller görür oldular. Bu hâl, onları, "böyle bir kıymeti koruyamazsak..., O'na sonra bir şey olursa..." gibi düşüncelere sevkettiğinden artık annesi Hz.Âmine'ye teslim etmeğe karar verdiler ve Mekke'ye götürüp annesine teslim ettiler.

Artık annesi Âmine ile sâdık hizmetçileri Ümmü Eymen, O'nun üstüne titriyor, O'nu, esen rüzgardan bile sakınıyorlardı.


Konular