Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

MUSÂFAHA

Musâfaha; iki kişinin birbirlerine muhabbetlerini izhar için ellerini uzatarak el sıkışmalarına denir. Eshâbı Kirâm'dan Berâ bîn-i Azîbe göre; mü'minin kardeşi ile selamlaşması musâfaha ile tamamlanır.

Katâde; Enes ibn-i Mâlik'e "Eshâbı Kirâm birbirleriyle musâfaha ederler miydi?" diye sordum. "Evet!" dedi. Hammad bini Zeyd iki elini uzatarak musâfaha yapardı.

Çocuklarla musâfaha, onların başları sıvanmak ve kendilerine "Bârekallâhü fîke" diye duâ edilmek suretiyle yapılır.

İslâmda ilk musâfahayı, Yemen'den Medîne'ye geldikleri zaman Yemenliler yapmış, Peygamber Efendimiz onlar hakkında; "Onlar sizden daha yufka yüreklidirler." buyurmuştu.

Eshâbı Kirâm, Peygamber Efendimiz'in ellerini öperlerdi. Hz.Ali, amcası Hz.Abbas'ın elini öpmüştü. Câfer ibn-i Ebi Talib, Habeş ülkesinden Medîne'ye döndüğü zaman Peygamberimiz de onun iki gözünün arasını öpmüştü.

Erkeklerin kadınlarla musâfaha etmeleri, el sıkışmaları haramdır. Peygamberimiz bîat alırken bile onlardan hiçbirinin eline elini değdirmemiştir. Hz.Âişe (R.Anha) vâlidemiz bu hususta "Vallâhi Rasülullah'ın eli, avucu hiçbir kadının eline, avucuna değmemiştir." buyurur.


--------------------------------------------------------------------------------

[1] [Her ne kadar o zaman hac farz kılınmamış idiyse de Adem (AS) dan beri hac yapılmağa devam ediliyordu.]

[2] [Melce' : Sığınılacak yer]

[3] [Mi'rac seyahatine çıkarılacağı anda Peygamber Efendimiz, amcasının kızı Ümmühânî vâlidemizin evinde (diğer rivâyette Kâbe'nin Hatiym kısmında) bulunuyordu.]

[4] [Sıddık: çok samimi, dâimâ doğruluk üzere, Allaha ve peygamberine çok sadık olan, sözü ile işi bir olan kişi]

[5] [Okunan âyetlerin meâli: "O zamanı an ki; İbrahim «Rabbim bu şehri emniyet içinde yaşat! Beni de oğullarımı da putlara tapmaktan uzak tut! Ey Rabbim! Çünkü onlar insanlardan birçoğunu idlâl ettiler, sapıttılar. Bundan sonra kim bana uyarsa işte o bendendir. Kim de bana karşı gelirse.. gerçekten sen çok yarlıgayıcı, çok esirgeyicisin...İlh.» demişti...ilh." (Sûre-i İbrahim, âyet 35-52).]

[6] [Bîat: İslam esaslarına uyacaklarına dâir Allah Rasûlü'ne bağlılık beyanı; bir ahd-i pîman olup, elleriyle Peygamber Efendimiz'in ellerine sarılıp and içmektir.]

[7] [Okunan Âyetlerin meâli; "Hidâyet yolunu apaçık gösteren şu Kitaba andolsun ki, gerçekten biz O'nu anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık. Şüphe yok ki O, katımızdaki ana kitaptadır. Çok yüce ve çok hikmetlidir. Siz, haddi aşan bir kavimsinizdir diye artık, O Kur'ân-ı sizden uzaklaştırıp vazgeçip bırakı mı verelim? Halbuki biz önceki ümmetler içinde nice Peygamberler gönderdik. Onlar da, kendilerine Peygamber geldikçe onunla alay eder dururlardı. Onun için, biz kuvvetçe bunlardan daha çetinlerini yok ettik. O, önceki ümmetlerin misalleri geçmiştir. Andolsun ki, onlara «gökleri, yeri kim yarattı?» diye sorsan, elbette «onları, O kudretiyle herşeye üstün gelen, ilmiyle herşeyi bilen Allah yarattı!» derler." (Sûre-i Zuhrüf, âyet 1-9)]

[8] [Buradaki el uzatma ve bîatlaşma gösteriyor ki İslam'da el tutma vardır. Yâni bir konu hakkında eğer anlaşma olursa el uzatılabilir.]


Konular