Kitaplar | Konular | Hadis Tarihi

3- Enes İbni Malik:

Enes İbnu Mâlik İbni'n-Nadr İbnu Damdâm. Medinelidir ve Hazrec Kabîlesi'ndendir.

Çok hadîs rivâyet edenlerden (müksirun) biridir. 2286 hadîs rivâyet etmiştir. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) hicretle Medine'ye geldiği zaman on yaşlarında bir çocuk olan Enes (radıyallahu anh)'i annesi Ümmü Süleym, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirip: "Bu sana hizmet etsin" diye teslim eder. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kabul buyurup onu Ebu Hamza diye künyelemiştir. Hamza, Enes'in topladığı ekşi bir sebzenin adıdır.

Enes hazretleri, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vefat edinceye kadar on yıl boyu hizmet edecektir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zü'l-üzüneyn (iki kulaklı) diyerek de ona zaman zaman takılıp, şaka yapacak, zaman zaman tepesindeki perçeminden tutacaktır.

Bazı rivâyetler Enes (radıyallahu anh)'in Hz. Peygamber (aleyhisselâtu vesselâm)'e hizmet maksadıyla Bedir Gazvesi'ne katıldığını belirtir. Ancak, yaşça küçük olduğu için, Bedir ashâbı arasında zikri geçmez. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Enes için mal ve evladca bolluğa ve ömrü uzunluğa ermesi için hayır duada bulunmuştur. Bu duanın bereketiyle olacak bol mala kavuşmuştur. Hatta bahçesindeki ağaçlardan yılda iki sefer meyve aldığı belirtilir. Keza bahçedeki reyhanların "misk" kokusu verirdi. Yine aynı duanın bereketiyle, ikisi kız yetmiş sekizi erkek seksen kadar çocuğu dünyaya geldiği, çocuklarının torunlarıyla sulbünden gelenler 125'e ulaştığı belirtilir. Cenâb-ı Hakk ömrünü de uzun kılmış bir rivâyete göre yüz üç, hatta yüz yedi yaşında vefat etmiştir. Kendisi: "O kadar çok yaşadım ki, hayattan bıktım" der.

Ölüm tarihi ihtilaflıdır: Hicri, 90, 91, 93.

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın vefatından sonra, Enes (radıyallahu anh) hazretleri Medine'de ikamet etmiştir. Sonra fetihlere katılmış ve Basra'ya yerleşmiş, orada vefat etmiştir. Ali İbnu'l-Medini, Basra'da en son ölen sahâbe'nin Hz. Enes (radıyallahu anh) olduğunu söyler.

Bazı rivâyetler Enes'in, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le sekiz kere gazveye katıldığını belirtir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın saçından bir teli dilinin altında taşıdığını ve öldüğü zaman o tel dilinin altında olduğu halde defnedildiğini yine rivâyetler belirtir. Bir başka rivâyette ise, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan kalma bir çubuğu berâberinde taşıdığı, ölünce kefeni ile koltuğu arasına konup defnedildiği kaydedilir.

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh): "Namazı Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın namazına en çok benzeyen kimse Ümmü Süleym'in oğludur" diyerek Enes'i kastedmiştir. Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), Enes'i Bahreyn'e göndermek ister. Hz. Ömer (radıyallahu anh)'in fikrini alır. Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Gönder, o, akıllı ve okuma-yazma bilen biridir" der. Ahmed İbnu Hanbel'in bir kaydına göre, Enes'i annesi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın hizmetine verirken: "Bu okuma-yazma bilen bir çocuktur" demiştir.

Enes İbnu Mâlik iyi ok atar, hedefe isabet ettirirdi. Ömrünün sonuna kadar atıcılığı bırakmadı. Çocuklarına da gözünün önünde atış yarışı yaptırırdı. Hatta onlarla yarış yapıp, isabetli atışta onları geçtiği belirtilir.

Yüzüğünün kaşında oturmuş bir arslan nakşedildiği, dişlerini altınla takviye ettiği, ibrişim giydiği, ibrişimden sarığı olduğu mervîdir.

Haccâc-ı Zâlim tarafından hakaret olsun diye boynuna mühür vurulanlardandı. İbnu'l-Esîr'in Usdü'l-Gâbe'de kaydettiğine göre hicrî 74 yılında, Sehl İbnu Sa'd, Enes İbnu Mâlik, Câbir İbnu Abdillah gibi ashâbtan bâzılarını "Emiru'l-Mü'minin Osman (radıyallahu anh)'a niye yardım etmediniz?" gibi bir bahane uydurarak sîgaya çekmiş, "yardım ettik" diyene de "yalan söylüyorsun" diyerek, onları tahkîr ve tezlil etmek, halkın onlardan hadîs dinlemesini önlemek maksadıyla boyunlarına mühür vurdurmuştur. Mührü, Hz. Câbir'in boynuna değil eline vurduğu ayrıca belirtilir. [73]


Konular