Kitaplar | Konular | Tarihimize Şan Verenler

Kemankes Mustafa Pasa

Şimdiki Çarşıkapı otobüs durağının olduğu yerde büyük bir kahraman yatmaktaymış. "Yatmaktaymış" diyoruz, çünkü göründüğü gibi şimdi orada mezar yok. Medrese de yok. Koca türbe de yok. "Nereye gider koca türbe?" demeyiniz sakın! Hicranlı yüreklere hançer vurmuş olursunuz. Evet, nice büyüklerinki gibi, Kemankeş Mustafa Paşa'nın da türbesi yok edilmiş malesef...
Meydan açılacak. Planı yapanlar bakmışlar ki orada koca binalar var. Kimdir, necidir, demeden vurmuşlar kazmayı binanın temeline ve iki katlı mâmur medreseyi ve Mustafa Paşa'nın türbesini yerle bir etmişler. Ve orayı meydan yapmışlar.

Kemankeş Mustafa Paşa'nın mezarını ararken öğrendik bu acı hakikati. Tarihî kaynaklar, Kemankeş Mustafa Paşa'nın Bayezid Camii ile Çorlulu Ali Paşa Camii arasındaki kendi medresesi yanında bulunan türbesine defnedildiğini yazmaktadır. Fakat bahsedilen yerde öyle bir türbe yoktur. "Çünkü Mustafa Paşa'nın türbesi şimdiki Çarşıkapı otobüs durağının bulunduğu yerdeymiş. Yanında da iki katlı güzel bir bina olan medresesi varmış. Yol yapılırken türbe ve medrese yıkılmış. Böylece hiçbir iz kalmamış ve bu iki eser de yok olup gitmiş.

Kendisine türbesinde haşir sabahında uyanmak üzere yatması bile çok görülen Mustafa Paşa kimdi? Cevabını, bazılarınca yıkılmak, yakılmak ve unutturulmak istenilen tarihimizin mazi aynasına bakarak alıyoruz.

Mustafa Paşa 1592'de Arnavutluk'ta dünyaya gelmiştir. Genç yaşında yeniçeri ocağına intisab ederek savaşlara katılmıştır. Gayreti, çalışkanlığı ve maharetiyle dikkatleri çekmiştir. Ok atmadaki ustalığından dolayı "Kemankeş" denilmiştir. Herkes tarafından sevilip takdir edilen Kemankeş Kara Mustafa süratle terfi etmeye başlamıştır. 1634'te Sekbanbaşı olmuş, IV.Murad'ın Leh seferi dolayısiyle Edirne'ye gidişgelişinde yanında bulunmuştur. Padişah, yakından tanıdığı Kemankeşi çok takdir etmiş ve Revan seferinin .hazırlıkları devam ederken, 23 Mart 1635'te Yeniçeri Ağası yapmıştır.

Böylece mühim bir vazifeyle Revan seferine iştirak eden Kemankeş Mustafa Paşa, Revan'ın muhasarası esnasında büyük kahramanlık göstermiştir. Askerlerin önünde vuruşarak onlara moral vermiş ve Revan'ın fethinde büyük rol oynamıştır.

Aynı şekilde Bağdad'ın kuşatılması ve fethinde de Kemankeş Mustafa Paşa'nın büyük fedakarlıkları görülmüştür. Sultan IV.Murad, Sadrazam Tayyar Mehmed Paşa'nın Bağdad muhasarası esnasında şehid olması üzerine Kemankeş Mustafa Paşa'yı sadrazam yapmıştır.

Bağdat'ın fethinden sonra padişah İstanbul'a dönmüş, Mustafa Paşa Bağdat kalesini tamir ettirip, şehrin idaresini yoluna koyduktan sonra İran içlerine doğru yürümüş ve nihayet, 17 Mayıs 1639'da Kasr-ı Şirin'de Safevilerle Osmanlı Devletinin lehine olan bir anlaşma imzalamıştır.

Kemankeş Mustafa Paşa, Sultan IV.Murad'ın vefatından sonra tahta geçen Sultan İbrahim zamanında da sadrazam olarak vazifesine devam etmiştir.

Memleketin ve milletin bütün meseleleriyle uğraşmaya hayatını adayan Mustafa Paşa, milletin maruz kaldığı musibetlerden büyük üzüntü duymakta ve bizzat uğraşarak yaraları sarmaya çalışmaktadır. Nitekim, Nisan 1640'da Galata'da yangın çıktığını haber alınca yangın mahalline koşmuş ve yangını söndürmek, alevler arasında kalanlara yardım etmek için hayatını hiçe sayarak yangının içine dalmış, yardıma muhtaç insanların kurtulmalarına vesile olmuştur. Fakat bu yangındaki çalışmaları esnasında kendisinin de yüzü yanmıştır.

Anadoludaki zorbaların hadlerini bildiren, isyanları bastıran Kemankeş Mustafa Paşa daha sonra büyük bir gayretle Devletin malî meselelerini ele almış ve ilk planda devletin dış borçlarını ödemeye uğraşmıştır. Almış olduğu tedbirlerle vergilerin muntazam toplanmasını temin etmiş, bozuk akçe yerine yeni sikke kestirerek paranın değerini arttırmıştır.

Alım ve satım fiyatlarını kontrol altında bulundurmuş, tüccar ve esnafa sağlam para verildiğinden, piyasada bolluk ve ucuzluk temin edilmiştir.

Kemankeş Mustafa Paşa'nın gayretleri kısa zamanda karşılığını vermiş ve devletin geliri masrafı karşılar duruma gelmiştir. Hatta büyük meblağlar da devlet hazinesine kâr kalmıştır.

Durup dinlenmeden çalışan Mustafa Paşa'nın gayretleri neticesinde memlekette bir huzur, refah ve bolluk devri yaşanmış, devlet idaresi düzene girmiş, devletin itibarı gittikçe artarak eski haşmetli dönemlere benzer bir devir açılmıştır. Fakat ne yazık ki, Erbab-ı kemali çekemeyen, kötü karakterli kişiler Kemankeş Mustafa Paşa aleyhinde entrikalar çevirmeye başlamışlar, neticede de emellerine ulaşmışlardır.

Bu değerli devlet adamı 22 Şubat 1644'te padişaha suçsuz olduğunu ve aleyhine hile dolapları çevrildiğini anlatmışsa da bir türlü dinletememiş ve üzüntü içerisinde evine geldikten sonra evinin kuşatıldığını görmüş, bunun üzerine bostancılarla vuruşmaya başlamış, fakat yakalanarak eli kolu bağlı olarak Cellat Kara Ali'ye teslim edilmiştir. Kara Ali de Kemankeş Mustafa Paşa'yı Hocapaşa çarşısında Sebilhane önünde boğmuştur. Cenazesi kendi medresesi yanındaki türbesine defnedilmiştir.

Kemankeş Mustafa Paşa, büyük bir devlet adamı ve hayırsever bir zattır. Muhtelif yerlerde camiler, medreseler, çeşmeler, hanlar yaptırmıştır. Ka'be'nin su yolunu genişletmiş ve her sene Haremeyn fakirlerine 2500 sikke göndermiştir.

Bu büyük devlet adamı vefatından sonra unutulmamış ve değerli edibler, âlimler eserlerini kendisine ithaf etmişlerdir. Kardeşi, mevlevi şairlerinden Osman Dede "Gülşen-i İrfan" isimli eserim, Kara Çelebi-zâde Abdül'aziz Efendi "Zafernâme" sini ve Serezli Şeyh Habib Efendi Zade Abdurrahman Efendi, "Nahlistân-ı Tarab fi mahâsîn-i arzi'1-Arab" isimli Mısır tarihini Mustafa Paşa'ya ithaf etmişlerdir.

Türbesi yıkılsa da mezan yok edilse de Kemankeş Mustafa Paşa ve emsali büyükler gönüllerde yaşamaya devam edeceklerdir.


Konular