Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi
7- Fâtih Sultan Mehmed; Hükümdarlığı: M. 1451-1481
II.Murad Han'ın vefatından sonra yerine oğlu Fâtih Sultan Mehmed Han tahta geçti. Peygamber Efendimiz'in sekizyüz küsür sene önce buyurduğu ve "İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden emîr (hükümdar) ne güzel emîrdir ve onun askeri ne güzel askerdir." diye verdiği mu'cizevi müjdeye ve Fahri Kâinât'ın medhü senâsına mazhar oldu ve yıkılmaz zannedilen Bizans'ı yıktı. İstanbul'u fethetti (Hicrî.857 [2] , M.1453). Böylece "Ortaçağı" kapatıp "Yeniçağı" açtı.
Fatih Sultan Mehmet Han, fetihten sonra beyaz at üzerinde ve muhteşem bir alayla Topkapı'dan şehre girdi. Onun askerleri, kendisini Şehremini'nde tebrik ederek; "Seni tebrik ederiz ey Sultânımız! Peygamber Efendimiz'in medhü senâsına nâil oldun." dediklerinde O da; "Ben de sizi tebrik ederim ey askerim!" diye tebrikleştikten sonra atından inip yerde şükran secdesine kapandı. Sonra doğruca Ayasofya Kilisesi'ne gitti. Burayı câmiye çevirdi ve ilk cuma namazını burada kıldı. Kıyâmete kadar câmi olarak kalmasını istediği bu muhteşem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdırttı. (1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanılan Ayasofya, 1934'de maalesef müze hâline getirildi.)
Fatih Sultan Mehmed Han'ın sâdece dünyânın incisi olan İstanbul'u Türk milletine hediye etmesi, bu milletin ebediyyen O'na minnettar olması için yeter de artar bile. Dünyâ Târihinin akışını değiştiren, çağ kapayıp çağ açan Fâtih Sultan Mehmed Hân, târihin kaydettiği eşsiz hükümdarlardan ve müstesnâ kumandanlardan olup ömrü üç kıtada Allâhü Teâlâ yolunda cihad etmekle geçti.
Fatih Sultan Mehmet Han Trabzon seferindeyken, Zigana dağlarını yaya geçmek zorunda kalarak büyük sıkıntılarla karşılaşmıştı. Sefer sırasında yanında bulunan Uzun Hasan'ın annesi, onun çektiği eziyetleri görerek, seferden vazgeçirmek maksadıyla; "Ey oğul! Bir Trabzon için bunca zahmet değer mi?" deyince,
Yüce hâkan Hz.Fatih'in; "Hey ana! Bu zahmet din yolunadır. Zahmeti ihtiyar etmezsek bize gâzi demek yalan olur" şeklinde verdiği bu cevap çok dikkate şâyandır.
Fatih Sultan Mehmet Han devrinde İstanbul, ilim ve medeniyette dünyânın en yüksek bir merkezi hâline geldi. Fatih'in ilme olan hizmetlerinin en açık işâretleri; hiç şüphesiz câmilerin etrafında yaptırdığı ilim ve irfan yuvaları olan medreselerdir.