Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

ÜSÂME ORDUSU

İşte bunun için Peygamber Efendimiz; Hz.Ebû Bekir, Hz.Ömer, Ebû Ubeyde ve Sa'd (R.A.) gibi Eshâbın büyüklerinin de bulunduğu bir ordu hazırladı. Bu ordunun da kumandasını Üsâme bîn-i Zeyd'e verdi.

Hz.Üsâme, Peygamber Efendimiz'in çıkardığı bu son orduya kumandan tâyin edildiği zaman, 19 yaşında idi. Böyle gencecik yaşta birinin emir tâyin edilmesi, ileri geri konuşmalara sebeb oldu.

Bu hâl Peygamber Efendimiz'e ulaşınca hiddetlenen Rasûlüllah Efendimiz, minbere çıktı ve şöyle hitâb etti: "Üsâme'nin kumandanlığına dil uzatırsanız, daha önce babasının da kumandanlığına tân etmiş olursunuz. Babası Zeyd, kumandanlığa lâyık olduğu gibi, oğlu da lâyıktır. Babası nasıl en sevdiğim ise Üsâme de en sevdiklerimdendir. Size lâzım olan benim tensibim üzerine O'nun emrine bağlanmaktır. Çünkü O, sizin ehliyet ve iyilik sâhibi olanlarınızdandır".

Ordu hazırlanmıştı. Hareket emrinin gelmesi bekleniyordu. Rasulü Ekrem, ordunun başına geçen Üsâme'ye şöyle demişti: "Babanın şehid olduğu yere git ve düşmanları atlara çiğnet."

Bir gün sonra da Peygamber Efendimiz hastalanarak yatağa düştüler. Buna rağmen, yatağından kalkarak sancağı Üsâme Hazretlerine verdi. Üsâme sancağı öptükten sonra, Büreyde Hazretlerine verdi ve Medîne haricine çıkarak ordu karargâhını kurdu. Burada biraz da olsa bekleyecekler daha sonra hareket edeceklerdi.

Rebiûlevvel ayının 12. Pazartesi günü, Hz.Usâme, Peygamber Efendimiz'in tensibi üzerine kuşluk vaktinde orduya hareket emrini verdi. Ancak bu sırada, Peygamber Efendimiz'in irtihâl haberi geldi. Bunun üzerine Hz.Üsâme, yanında Hz.Ömer ve Hz.Ebû Ubeyde olduğu halde Medîne'ye döndü. Sancaktar Büreyde, sancağı Rasûlü Ekrem'in Hâne-i Saâdetlerinin kapısına dikti.

Hz.Ebû Bekir halîfe seçildiği vakit, Hz.Büreyde'ye, sancağın Hz.Usâme'nin evine götürülmesini ve gâzâ zamanına kadar açılmamasını emretti. Bu demek oluyordu ki Rasûlüllah'ın hazırladığı ordu, vazîfesini yapacaktı.

Hz.Üsâme, kendisine verilen vazîfeyi yerine getirmek için hemen sancağı alarak şehrin dışına çıkıp ordu karargahını tekrar kurdu. Bunu duyan Müslümanlar da hazırlanarak tekrar orduya katıldılar. Bâzı Müslümanlar, Üsâme'nin çok genç olduğunu ileri sürerek değiştirilmesini istediler.

Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Ben onu nasıl değiştirebilirim, onu Allah Rasûlü tâyin etti." diye cevap verince, onlar da hemen isteklerinden vazgeçtiler.

Hz.Ebû Bekir, şehrin dışına çıkıp Hz.Üsâme'yi atına bindirdikten sonra, onunla beraber yürümeğe başladı. Hz.Üsâme atın üzerinde idi. Amma Hz.Ebû Bekir yaya yürüyordu. Hz.Üsâme bundan müteessir olarak; "Ey Mü'minlerin Emiri! Ya Sen de bin veya Ben de yaya yürüyeyim." dedi.

Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Ben binmeyeceğim, sen de inmeyeceksin. Allah yolunda biraz benim de ayaklarım tozlansın." buyurdu. Belli bir yere kadar orduyla gelen Hz.Ebû Bekir (R.A.), nihâyet onları uğurlayacak mahâlle gelmişti. Son olarak Üsâme Hazretlerine şöyle dedi: "Allah selâmet versin. Git! Peygamber Efendimiz sana nasıl dediyse, öylece yap. Başka türlü hareket etme!".

Hz.Ebû Bekir (R.A.), yapılacak çok işlerin olması sebebiyle Hz.Üsâme'den, Hz.Ömer'i bırakmasını ricâ etti. Hz.Üsâme de bunu kabul etti ve Hz.Ebû Bekir, Hz.Ömer'le Medîne'ye döndü. Ordu Şam tarafına gitti.

Müşrikler o taraflarda son zamanlarda cirit atıyorlardı. Hz.Üsâme, onların hepsini temizledikten sonra, babasının katilini de buldu ve katletti. Birçok ganîmet ele geçirdi. Ordunun içindeki Müslümanlar çok memnundular. Müşriklerin korkak olması ve gâyelerinin olmaması, Müslümanların işlerini daha da kolaylaştırıyordu.

Böylece Peygamber Efendimiz'in son olarak hazırladığı ve ilk halîfenin gönderdiği ilk ordu Üsâme ordusudur. Allâhü Teâlâ onların hepsine yardım ederek muzaffer kıldı.


Konular