Kitaplar | Konular | Muhtasar Islam Tarihi

HUNEYN MUHÂREBESİ

(Hicrî:8, M.:630)
Huneyn, Mekke ile Tâif arasında, Tihame bölgesinde, bir çok inişli çıkışlı, dar geçitleri ve gizli yolları bulunan, Mekke'ye üç gecelik mesâfede Zülmecaz panayırının kurulduğu yerin yanında, geniş bir vâdîdir.

Peygamber Efendimiz'in Mekke'yi fethinden sonra, bütün Hicaz ülkesi Müslümanlığı kabule başlayınca, en kuvvetli putperestlerden olan Havazin ve Sakif kabîleleri, aralarında ittifak yaparak, İslam selinin karşısına çıkmağa niyetlendiler. Dediler ki: "Muhammed, kavmiyle harpten kurtuldu. Şimdi bizimle harp eder. O bize hücum etmeden, biz O'na edelim"

Mâlik ibn-i Avf başkanlığında toplandılar. Bunlara, içlerinde Sa'd ibn-i Bekir kabîlesi de olduğu halde birçok kabîleler iltihak ettiler. Bu kabîle, Allah Rasûlünün süt annesinin kabîlesi idi. Bu kabîlede Düreyd isminde harp ilminden çok anlayan bir ihtiyar bulunuyordu. Tecrübesinden istifâde için onu da harp meydanına getirmişlerdi.

Mâlik ibn-i Avf, ordusuna, kadınlarını, çocuklarını, mallarını ve hatta hayvanlarını bile beraberlerinde harp meydanlarına getirmelerini emrederek getirtmişti.

İhtiyar Düreyd; "Burada ben ne için deve böğürmeleri, eşek anırmaları, hayvan sesleri, davar melemeleri, çocuk ağlamaları duyuyorum?" diye sordu.

Mâlik; askerlerin dönüp kaçmaması için karıları ve mallarını da beraber getirdiğini söyledi.

İhtiyar kurt Düreyd, Mâlik'in bu tedbirine karşı çıktı; "Bozgunu böyle şeyler önleyemez. Ancak senin, kılınçlı adamın ve oklu askerin olursa bozgunun önüne geçilebilir. Eğer yenilirseniz, karılarınızı kendi ellerinizle esir vermek zilletine düşersiniz" dedi.

Mâlik, Düreyd'in görüşüne iştirak etmedi. 160 yaşındaki bu ihtiyar bunamıştır diye düşündü. Fakat, onun sözleri başında patlayacaktı.

Mâlik, ordunun arkasına kadınları, onların arkasına develeri, onların arkasına sığırları, daha sonra koyunları dizdi. Bütün bunları ordunun kaçmaması için yapmıştı. Fakat, neticede bunların hiçbiri fayda vermeyecekti. Mâlik'in 20 bin kişilik ordusu, vâdînin dar bir boğazını iki taraftan tutmuştu.

Peygamber Efendimiz, Havazin ve Sakif kabîlelerinin harbe başlamak üzere olduğunu öğrendiğinde, Attab ibn-i Eseb'i Mekke'ye idâreci, Muaz ibn-i Cebel'i İslam esaslarını öğretecek muallim tâyin etti. 5 Şevval cumartesi günü, 2.000'i Mekke'li olmak üzere 12.000 kişilik bir kuvvetle, Mekke'den Havazinlilere doğru hareket etti. Bu sefere, aralarında kadınlar da olduğu halde Mekke'li müşriklerden 80 kişi de kabîle gayreti ve ganîmet düşüncesiyle İslam ordusuna katıldılar. Müslümanlar, o zamana kadarkinden daha kalabalık bir ordu ile Huneyn mevkiine gelip, düşman karargahına yakın bir yerde konakladılar.


Konular