Kitaplar | Konular | Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar

TERAVİH NAMAZI

1 - Soru: Ramazan'da kadınlar teravih kılıyorlar. Caminin bir köşesinde onlara yer ayırıyorlar. Erkek cemaat ise caminin dışına kadar doluyor. Bu durumda kadınlar ortada kalıyor veya kadınlar mahfelde erkeklerin üst tarafında namaz kılıyor. Bu hususlarda bir mahzur olup olmadığını açıklar mısınız?

Cevap: Kocasının müsaadesini alan kadının camiye gelip kapalı bir yerde namazı kılması, mahfelde ve erkeklerin üst tarafında bulunması, erkek cemaatin namazına bir mahzur teşkil etmez.

2 - Soru: Teravih namazında dört rekat arasında "Sallü ala Resulina Muhammed" deniliyor. Fakat bende bir kitap var. Necatü'l-Mü'minin adlı bu kitabın teravih bahsinde dört rekat kılınınca namaz arasında "Sallu ala Resulina Muhammed" diye bağırmak bid'at ve abes şeylerdendir" diyor. Bu ifade doğru ise orada ne denmesi lazımdır? 

Cevap: Bahsi geçen kitabın yazdığı hususta haklı taraflar vardır. Bu sebeple "Sallu" yerine "Allahümme salli ala Muhammed" demelidir.

3 - Soru: Teravih namazına nasıl niyet edilir? Peygamber Efendimiz (sav)'den evvelki peygamberlerin ümmetleri de teravih kılıyorlar mıydı?

Cevap: Teravih namazına "Niyet ettim Allah (cc) rızası için bugünkü teravih namazını kılmaya" şeklinde niyet edilir. Bu namaz, Efendimiz (sav) tarafından kılındığı için onun sünneti olarak bilinmektedir. Daha önceki peygamberlerin ve ümmetlerinin bu namazı kılıp kılmadıklarına dair bir beyan yoktur. Peygamber Efendimiz(sav)'in imam olarak ashabına cemaatle teravih namazını üç defa kıldırdığını, daha sonra "Farz olur da ümmetlerim güç yetiremezler" endişesi ile mescide imamlık yapmaya çıkmadığını Hz. Aişe (ra)'dan naklen gelen Hadis-i Şeriften öğrenmekteyiz. Devamlı olarak cemaatle kılınmaya başlaması Hz. Ömer(ra)'in halifelik devrine rastlamakta ve onun içtihadı ile meşruiyet kazanmış bulunmaktadır.

4 - Soru: Bir köyde imamım. Namazda Kur'an-ı Kerim'i ağır olarak okursam bir zorluk olmuyor. Fakat, Ramazan-ı şerif geldiğinde çabuk okumak icap ediyor. O zaman dilimde bir rekâket oluyor. Kalbim çarpıyor, heyecanlanıyorum. Diğer namazlarda böyle olmuyor. Doktorlara gittim, fayda bulamadım. Bazı manevi tedavilere başvurdumsa da pepelik geçmedi. Siz ne tavsiye edersiniz?

Cevap: Dilinizdeki pepelik, imamlığın sıhhatine engel teşkil eden hallerdendir. Bu hal, dediğiniz gibi, sadece Ramazan'da oluyorsa o zaman bir vekile teravih namazını ve yatsıyı kıldırırsınız. Ramazan'ın haricinde vazifenize devam edersiniz.

5 - Soru: Can güvenliğinin bulunmadığından korkarak, teravih namazını kılmaya gidemeyen bir kimse, bahsi geçen namazı tek başına kılabilir mi?

Cevap: Evet, kılabilir. Teravihde cemaat teşkili, sünneti müekkede-i kifayedir.

6 - Soru: Bazı kimseler, Ramazan ayında teravih namazını kılmayıp yatsının peşinden camiden çıkmaktadırlar. Buna sebep olarak da "Peygamberimiz (sav) teravihi bir defa kılmıştır, biz de bir defa kılsak olur" diyorlar. Bu hususta ne dersiniz? 

Cevap: Peygamber Efendimiz'in (sav) teravihi bir defada kıldığı iddiası "cahilce" bir laftır. Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz teravih namazını devamlı olarak kılmıştır. Ashabına imam olarak kıldırması üç defa olmuştur. Kılınmasının meş'ruiyeti için bu kafi değil midir? Devamlı olarak cemaatle kılınması ise, Hz. Ömer'in (ra) halifeliği sırasında, onun kararı ve içtihadı ile olmuştur.

7 - Soru: Teravih namazının sünnet-i müekkede olduğunu biliyoruz. Fakat bir noktada tereddüt etmekteyiz, acaba teravih orucun sünneti midir, yoksa vaktin sünneti mi olmaktadır?

Cevap: Teravih, vaktin, yani Ramazan ayının sünneti olmaktadır. Binaenaleyh, yolculuk veya bir hastalık sebebiyle oruç tutmayan kimselerin de teravih kılmaları sünnet olmaktadır.

8 - Soru: Teravih namazının vaktini açıklayınız.

Cevap: Teravih namazının vakti, yatsı namazının vakti olmakla beraber yatsının farzının peşinde kılınması gerekmektedir.

9 - Soru: Zamanımızda bazı imamlar, teravihi çok çabuk kıldırmaktadırlar. Hatta bazılarının bu husustaki çabukluğu sebebiyle kendisine "jet imam" sıfatı takılmaktadır. Bu kadar çabuk kıldırmanın hükmü nedir?

Cevap: Cemaat camiye borçsuz olarak geldikleri halde teravih namazı borçlusu olarak çıkmış olurlar. Zira namaza başlamakla onu kendisine borç kılmış olmakta; tadil-i erkana ve tertil-i Kur'an'a riayet etmediği için de borçlu olarak ayrılmaktadır. Allah'ın (cc) huzurundan kaçmak için acele eden bu kimseler, yüklendikleri vebalin hesabını bilmem nasıl verirler. Halkın bu husustaki istekleri değil, dinimizin istekleri dikkate alınmalıdır. Namazı kısaltmak için Euzü Besmeleyi terk etmek ve her iki rekatın başında "Sübhaneke"yi terk etmek katiyyen doğru değildir. Rüku ve secde tesbihleri üçten eksik yapmak mekruhtur.

10 - Soru: Yatsının farzını kendi kendine kılan bir topluluk, teravihi cemaat olarak kılabilirler mi?

Cevap: Yatsının farzını cemaatle kılamayan bir topluluk için teravihte cemaat olmak yoktur. Çünkü teravih namazı yatsı namazına tabidir.

11 - Soru: Teravih namazını evinde cemaatle kılan, cemaat sevabına nail olur mu?

Cevap: Teravih namazını camide kılmanın iki türlü fazileti vardır. Biri namazın cemaat ile eda olunmasının fazileti, diğeri mescidin fazileti. Kişi, evinde cemaat teşkil edince bu faziletlerden birisine erişir ise de mescidde namaz kılmanın ayrı bir fazileti vardır, onu zayi etmiş olur.

12 - Soru: Bir kimse teravihin bir kısmını kaçırmış olsa, geri kalanını imamla kılıp tamamlayınca vitir namazını imama uyarak kılabilir mi?

Cevap: Bu kimsenin imama uyarak vitri kılması caizdir. Kaçırdığı teravih rekatlarını sonra kendi kılabilir. Zira vitrin teravihten önce de sonra da kılınması sahih ve caizdir. Ancak teravihten sonra eda edilmesi daha faziletlidir. (Nimetü'l-İslam, s.407)

13 - Soru: Ramazan'da cemaate sonradan gelen bir kimse, imamın yatsının farzını mı yoksa teravih namazını mı kıldırmakta olduğunu bilememesi halinde imama nasıl bir niyetle uyması gerekir?

Cevap: İmamın hangi namazı kıldığını bilmesi ve ona göre niyet etmesi gerekir. Bunu tespit edebilmek için bazı imkanlar vardır. İmamlar, biliyorsunuz, teravih namazında, yatsının farzından daha çabuk okurlar. Bir de imam üçüncü rekata kalktığında, teravih kılıyorsa açıktan kıraate devam eder. Şayet yatsının farzında ise gizli okur. Buna göre tayin edip imama uyun.


Konular