Kitaplar | Konular | Dost Kazanma ve insanlari Etkileme Sanati

4. Konuşmalarınıza Dostça Başlayınız

Sinirlendiğiniz zaman, sizi sinirlendiren kimseye bazı sözler söyleyerek rahatlarsınız. Ama karşınızdakinin durumunu hiç düşünür müsünüz? Sizin düşmanca davranışlarınız, karşınızdakinin sizinle anlaşmasını sağlayabilir mi?

Wilson der ki: Yumruklarınızı sıkarak gelirseniz, beni de karşınızda yumruklarım sıkılmış halde bulursunuz. Ama bana gelin şu meseleyi birlikte çözümleyelim, farklı düşündüğümüz yerlerin sebebini araştıralım, derseniz çok geçmeden aramızda ciddi bir problemin bulunmadığı, hatta birçok ortak noktaların bulunduğunu görürüz.

Wilson'un bu sözünü çok takdir edenlerden biri, John D. Rockfeller. Jr. idi.

Rockfeller 1915'de hiç sevilmeyen bir insandı. Amerika sanayi tarihinin en büyük grevlerinden birisi meydana geliyor. İşçi ücretlerinin yükseltilmesini istiyor ve istekleri kabul edilmezse yakıp yıkıyordu. Bu yüzden asker kullanılması gerekiyordu. Birçok kan dökülmüş, işçilerden birkaçı kurşuna dizilmiş, kısacası çok kan akmıştı.

Böyle bir durumda Rockfeller işçiyi kendi tarafına çekmeye çalıştı ve başarılı oldu. Nasıl mı?

Rockfeller, işçi ile haftalarca devam eden görüşmelerden sonra bir gün işçi temsilcilerine hitaben bir nutuk söyledi. Nutuk bir şaheserdi ve nutuk büyük bir yankı uyandırmıştı. Bu nutuk sayesinde Rockfeller'i yutacak gibi görünen nefret besleyen siniri yatışmış ve kendisi birçok taraftar kazanma imkanını elde etmişti. Rockfeller gerçekleri ve olayları o kadar dostane bir şekilde anlatmıştı ki, maaşlarının yükseltilmesi için kanlı bir mücadeleye giriştikleri halde, bu mesele hakkında bir şey söylemeden işlerine geri dönmüşlerdi.

Rockfeller birkaç gün önce kendisini asmak isteyen bu insanlara konuşuyordu. Konuşmasını şu cümlelerle süslemişti: Aranızda olmaktan gurur duyuyorum Hayatım boyunca bu toplantıyı zevkle hatırlayacağım. Bu toplantıyı iki hafta önce yapmış olsaydık, birçoğunuzla yabancı olarak karşılaşacaktım ve içinizden ancak birkaçınızı tanıyacaktım. Ama geçen hafta elime geçen bir fırsattan istifade ederek bütün temsilcilerle görüştükten sonra evlerinize uğrayarak hanımlarınızla ve çocuklarınızla konuştum. Bu yüzden burada bir bilimize yabancı olarak değil, dost olarak karşılaşıyoruz. Ve bu da karşılıklı dostluk içinde menfaatlerimizi sizinle konuşmak istiyorum.

"Bu toplantı işçilerle şirket memurlarının temsilcilerinden oluştuğu için ancak sizin hoşgörünüz sayesinde burada konuşma imkanını buldum. Ben de ortakları ve direktörleri temsil ettiğim için size çok yakın bulunuyorum.

Düşmanları dost edinmek için bundan daha iyi ne yapılabilir? Rockfeller'in başka bir şekilde davrandığını düşünün Onun işçilerle tartışmaya girerek, gerçekleri yüzlerine vurduğunu ve onların yanlış yaptıklarını ispata kalkıştığını ve kendini haklı gösterdiğini düşünelim. Sonuç ne olabilirdi? Şüphesiz düşmanlık daha da artardı, ve bu yüzden işler daha da kötüye gidebilirdi.

Birisi sizin hakkınızda kötü şeyler düşünüyorsa mantığınızı kullanarak onu kazanamazsınız. Onu dostça yaklaşarak kazanabilirsiniz.

Çocuklarına kızan babalar, memurlarını azarlayan patronlar bu hareketler karşısında kimsenin düşüncelerini değiştirebildiler mi? Ama dostluk ve nezaket her şeyi başarır ve yapar.

Lincoln, bütün bunları yüz sene önce söylemiştir:

"Bir damla bal, bir varil ziftin toplayamayacağı kadar çok sinek toplar."

İşadamları, grev yapan işçileriyle dost olmaları gerektiğini öğrendiler. White Motor Şirketi'nin 25000 işçisi grev yaptıkları zaman, şirket şefi onları eleştirmedi, onların barış ve sessizlik içinde işi bırakmalarını gazetelere verdiği ilanlarda açıkladı. İşçilerin boş oturdukları-ı m görünce onlara baseball oynamak için bir baseball takımı kurmuş ve onun gösterdiği bu dostluk, en sonunda ı dostlukla karşılanmış, işçiler çalışmadıkları halde kürek ve süpürge tedarik ederek fabrikayı süpürmüşler, her tarafı temizlemişler, diğer taraftan da maaşlarına zam yapılması için mücadelelerine devam etmişlerdir. Böyle bir olayın Amerika sanayi tarihinde görülmediği kaydedilmişti. Bu dostluk, grevin bir hafta sürmesine ve işçilerin işe başlamasına neden oldu.

Siz belki de bir grevi ortadan kaldırmak için mücadele etmeyeceksiniz. Ama ev kirasına yapılmak istenen zammı düşürmek isteyebilirsiniz. Acaba ev sahibi ile olan dostluğunuz bunu sağlayamaz mı dersiniz?

Mühendis Straub evinin kirasını daha az vermek istiyor. Ama ev sahibinin bunu kabul etmeyeceğini biliyordu. Straub diyor ki:

"Ev sahibine mektup yazdım ve anlaşmanın son bulması halinde evi tahliye edeceğimi yazdım. Oysa bu evden çıkmak istemiyordum. Kira biraz düşürülürse evde kalabilirdim. Ama buna imkan yoktu. Çünkü ev sahibinin başka kiracıları da bunu denemişler ve hepsi de başarısızlığa uğramışlardı. Ben, insanları idare etme hakkında bir kursa devam ettiğimden dolayı öğrendiklerimi denemeye karar verdim. Ev sahibi mektubumu aldıktan sonra avukatı ile ziyaretime geldi. Onu selamladım ve evime geçtik. Ama konuşmaya kira meselesiyle başlamadım. Evden çok memnun olduğumu, rahat bir şekilde oturduğumu anlattım ve konuyu bir hayli uzattım. Daha sonra ev sahibimin mallarının çok güzel olmasından, kiracılarının rahatlarını sağlamak için hiçbir fedakarlıktan çekinmemesinden dolayı mukaveleyi bir sene daha uzatmak istediğimden, ama buna imkan bulamadığım için son derece üzgün olduğumdan bahsettim.

Hiçbir kiracısı onu bu şekilde karşılamamış ve hiç kimse onunla bu şekilde konuşmamıştı.

"Ev sahibi de içini dökmeye başladı ve kiracılarının kötü yönlerinden bahsetti. Kiracılarından birisi kendisine hakaret eden bir sürü mektup yazmıştı. Anlaşmayı fesh etmek istediğini, buna sebep olarak apartmanda bulunan başka bir dairede horlayan birisinin bulunduğunu sebep olarak göstermişti. Oysa ben sizin gibi apartmanımdan memnun olduğunu söyleyen bir müşteri ile ilk kez karşılaşıyorum, diyerek benden memnun olduğunu anlattı ve kirayı düşüreceğini, ben bir şey söylemeden bana teklif etti. Ben bu indirimin az olduğunu düşünüyordum. Verebileceğim fiyatı kendisine söyledim. Hemen kabul etti. Hatta evden ayrılırken evin iç dekorasyonunda bazı değişiklikler isteyip istemediğimi sordu.

Güneş rüzgardan daha çabuk size ceketinizi çıkartabilir; ama dostça yaklaşmak ve başkalarını takdir etmek, insanları dünyadaki bütün fırtınalardan daha çabuk düşüncelerini değiştirmeye yöneltebilir.

Lincoln'un sözlerini unutmayınız: "Bir damla bal, bir varil ziftin çekemeyeceği sineği toplar."

Söze dostane bir şekilde ve samimi bir şekilde başlayınız.


Konular