Kitaplar | Konular | Dört Incil Farkliliklari ve Celiskileri

8) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Kölelik Anlayışı

Hristiyan yazarlar tarafından sürekli olarak tekrarlanan ve her vesile ile örnek diye gösterilen "Biri bir yanağına vurursa ona karşılık verme, sen Öbür yanağını da çevir" mealindeki HzJsa'ya atfedilen sözün, sosyolojik ve psikolojik yönlerden tahlilini yapmak gerekir. Bu ifadeyi psikolojik yönden eie alırsak bu sözün insanlara kendilerini savunmama, kim ne yaparsa yapsın karşılık vermemek sureti İle kendini ezdirme, hatta yok olma duygusunu aşıladığını görürüz. Eğer bir toplumda zalimler, insanların mallarını haksız yere gasbedenler, İnsanlara eziyet edenler hiç karşılık görmeyip her istediklerini istedikleri zaman yapabiliılerse, yaptıklarına hiç ceza verilmez ve yaptıkları sürekli olarak yanlarında kâr kalırsa elbette bu çeşit hareketler yaygınlaşır, sonunda toplumda huzur ve sükûn kalmaz. Haksızlığın ve zulmün ceza görmediği bir cemiyetin ayakta durması ve varlığını sürdürmesi imkânsızdır. Muharref İndilere göre Hz. İsa, zina ve hırsızlık gibi suçları işleyenleri dahi cezalandırmamak eğilimindedir(182). Böyle olunca hukukî kuralların hiç uygulanmadığı, zalimlerin serbestçe zulmettiği ve mazlumların haklarını aramadıkları bir cemiyet ayakta kalabilir mi?

Yukarıda aktardığımız Hz. İsa'nın sözleri, haksızlığa ve zulme uğrayan insanlarda pısırıklık, miskinlik ve tam teslimiyet fikrini aşılamakta, insanları kaderciliğe doğru sürüklemektedir. İndiler, Hinduizmin kendi kast sisteminde alt tabakalardaki insanlara aşıladığı kaderci ve teslimiyetçi zihniyetin aynısını, işçilere ve kölelere aşılamaya çalışmaktadır. Hz. İsa'ya nisbet edilen şu sözden başka nasıl bir ma'na çıkarılabilir? "Ben size diyorum ki kötüye karşı direnmeyin, sağ yana-

182) Kitab-l Mukaddes, Yukarına. 8 : 1-11

278

ğınıza bir tokat atana öbürünü de çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün." (183)

Muharref İndilere göre Hz. İsa, verdiği misallerin çoğunda kölelik motifini kullanmakta ve köleliği razı olunması gereken bîr kader gibi takdim etmektedir. HzJsa, insanın Allah'a İtaatini, kölenin efendisine itaati ile sürekli olarak mukayese etmektedir. Onun köleliğe bakışı şu sözlerinde açıkça görülebilir: "Hangi birinizin çift süren, yada çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, 'çabuk gel, sofraya otur' der. Tersine ona, 'yemeğimi hazırla, kuşağını bağla ve ben yeyip irerken bana hizmet et. Ondan sonra da sen yeyip içersin' demez mi?.. Kendisine verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi hiç?"(184) Hz. İsa'nın încillerde verdiği misallerdeki köleliğe bakışı bu tarzdadır, tncillere göre Hz. İsa, kölelerin herhangi bir hakka sahip olduklarını kabul etmemektedir. Ona göre kölelerin vazifesi he halükârda efendilerine hizmet etmektir, onların efendilerine karşı hiçbir hakları yoktur.

Hz. İsa'nın muharref încillerde geçen teslimiyetçi, kaderci ve tam itaat esasına dayanan kölelik anlayışına. Yeni Ahidin diğer kitaplarında da rastlamaktayız. Bu kitaplarda köleliğin mahiyeti daha net olarak görülür. Bilhassa Pavlos'un mektuplarında köleliğin bir kader olduğu, onun bütün ved-belerinin yerine getirilmesinin gerekli olduğu tekrar tekrar anlatılır. Pavlos bu konuda şunları söylemektedir: "Boyunduruk altında olan kulların hepsi kendi efendilerini tam hürmete [ayık saysınlar, ta ki Allah'ın ismine ve talime küfrolunmasm

183) Kitab-ı Mukaddes, Yııhanna, 8 : 1-11 1S4) Kitab-ı Mukaddes, Luka, 12 ;42-44

279

ve iman etmiş efendileri olanlar, kardeş oldukları için onları hor görmesinler, fakat daha ziyade hizmet etsinler, çünkü bu hizmetten istifade edenler iman eyliyen sevgili l erdir"(l 85),

Pavlos gibi Petrus da, yazdığı risalelerinde kölelerin efendilerine kayıtsız şartsız itaat etmelerini şu şekilde emretmektedir: "Ey hizmetçiler! Efendilerinize, yalnız iyilere ve mülayimlere değil, takat ters huylu olanlara da tam korku ile itaat edin. Çünkü eğer biri haksız yere elem çekerek Allah'a karşı vicdandan ötürü hüzünle dayanırsa bu makbuldür... iyilik işleyerek elem çekip sabrederseniz, Allah nezdinde bu makbuldür"(l86).

Gerek Petrus'un ve gerekse Pavlos'un mektuplarındaki bu sözler daha çok köle sahibi zenginlerle üst tabakadan insanların işlerini kolaylaştırmak için kaleme alınmış olmalıdır. Biz, M.S. birinci ve ikinci yüzyıllarda Hristiyanlıgın daha çok fakir, işçi ve köleler arasında yayıldığını, zenginlerin ve nüfuzlu insanların bu dine pek rağbet etmediklerini, zengin ve üst tabakadan insanların bu dine üçüncü asırdan itibaren girmeye başladıklarını biliyoruz. Böyle olunca biraz önce aktarmış olduğumuz pasajların M.S. birinci veya ikinci asırda yazılmış olması uzak bir ihtimaldir. Bu pasajlar muhtemelen üçüncü asırdan itibaren Hristiyanlığa girmeye başlayan zenginlerin ve köle sahibi kişilerin işlerini kolaylaştırmak üzere başka yazarlar tarafından kaleme alınmış ve bunlar Petrus ve Pavlos'un ifadeleri imiş gibi onların risalelerine sokulmuştur.

İmparator Kostantin'İn dördüncü yüzyılın birinci yansında Hıristiyanlığı kabul etmesi, imparatorlukta gitgide

185) Kitab-ı Mukaddes, Timoteos'a I. Mektup, 6 : 1-2 186) Kitab-ı Mukaddes, Petrus'ıın l. Mektubu. 2 : IS-20

280

çoğalan Hrİstiyan nüfusun, kendisine bu din kanalı ile bağlanmasını sağlamak ve böylece tahtını sağlama almak gayesini taşıyordu. Kostantin, Hristiyanlık vasıtası ile bir yandan imparatorlukta dinî bir birlik sağlamayı hedef edinirken, öbür yandan topladığı konsiller vasıtası ile o sırada Hıristiyanların ellerinde bulunan bütün İndileri ve Risaleleri imha ettirmiş, bu kitaplardan sadece şu anda Hrisriyanların ellerinde mevcut olan kitapları yeniden yazdırtrmştır. Ancak onların da asıllarını imha ettirmiştir. Kanunî kabul edilerek yeni nüshaları kaleme alınan bu eserlerin yeni yazmalarına, devlet adamlarına, hükümetlere itaat fikrini ilâve ettirerek kendi yönetimine bu yolla destek sağlama cihetine gitmiştir. Bu ilâvelerin en canlı örneği Pavlos'un Titus'a yazdığı mektupta görülmektedir. Bu mektuta şöyle bir ifadeye rastgelmekteyiz: "Reislere ve hükümetlere tabi olmayı, itaat etmeyi ... onlara ihtar et"(187). Bu ifadenin, birinci asırda hükümetin ve reislerin zulüm ve işkencesi alünda inleyen ve sonunda öldürülen Pavios tarafından söylenmiş olması imkânsızdır. Eğer o dönemde Pavlos, Hristiyan müminleri mevcut hükümete itaat etmeye çağırmış olsa idi, hükümet onu elbette öldürt-mez, aksine korudu. Pavlos bu sözleri söylemiş olsaydı Rorna yönetimi tarafından baştacı edilirdi. Kostantin ve daha sonra gelen imparatorlar özellikle bu vb. ifadeleri, Yeni Ahidin ka-nonizasyonundan sonra bu kitapta yer alan eserlerin yeniden yazılması sırasında bunlara ilâve ettirmiş olmalıdırlar.

Bugün elde mevcut olan en eski Yeni Ahit yazmasının, M.S. dördüncü yüzyılın ortalarında yazılmış olan bir yazmadan kopya edildiği söylenen bir yazma olduğunu daha önce belirtmiştik. Kanunî kabul edilen kitapların dahi bu tarihten önce yazılmış olan bütün nüshaları yok edilmiş ve

187) Kitab-ı Mukaddes, Titus'a Mektup, 3 : 1-2

281

ortadan kaldırılmıştır. Bugün sahih olduğu kabul edilen kitapların ilk nüshalarında yukarda aktarmış olduğumuz pasajlar muhtemelen mevcut değildi. Bunlar bu kitaplara eklendikten sonra, yapılan bu ilâvelerin anlaşılmaması için daha önce yazılmış olan bütün nüshalar devlet eli İle kasdetı yok edilmişlerdir.

f Hristiyanların, Hristiyan olmayan milletler üzerinde

devamlı olarak hakimiyet kurmaya çalışmaları ve bu milletlerin en meşru haklarını dahî gasbetmeyi olağan saymalarının temelinde İndilerde ve Risalelerde geçen bu pasajların büyük tesiri vardır. Hristiyan mentalitesinde Hristiyan olmayanların hiçbir hakları yoktur, onlar Hristiyanlarm köleleri mesabesin-dedirler. Hz.lsa'ya nisbet edilerek İndilere alınan pasajlarda belirtildiği gibi, köle itaat etti diye ona teşekkür edilmez. Hristiyan olmayan mîlletler ve devletler, Hristiyanlarla yaptıkları anlaşmalara ne kadar riayetkar olurlarsa olsunlar onlara teşekkür dahi gerekmez, zaten onlar böyle yapmak zorundadırlar. Sonradan Hristiyanlığı benimseyen milletler ve devletler de daha önce Hristiyan olmuş devletlerin köleleri olmak durumundadırlar. Bunlar Hristiyan olmakla kölelik statüsünden hemen çıkamazlar. Dolayısı ile efendi durumunda olan devletler, yeni Hristiyan olmuş bu devletleri kendi çıkarları doğrultusunda istedikleri gibi kullanabilirler. Yeni Hristiyan olmuş bir devletin veya milletin ortaya çıkarak "Biz de Hristiyanız, eşitlik istiyoruz" demeye hakkı dahi yoktur. Bu yeni Hristiyan olmuş devletlerin görevi, efendilerine itaat ve onların söylediklerine bir köle zihniyeti İle harfiysn riayetten ibarettir.

Hristiyan misyonerlerinin Hristiyaniığı yaydıkları yerlerde kuruîan kiliselerin işleyiş tarzı konusunda Hristiyan dünyasında ihtilaflar çıkmış; yeni Hristiyanlığı kabul edenler,

282

merkezî Kilise otoritesine tam olarak tabi olmayan mahallî kiliselerin kurulmasını ve bu şekilde faaliyet gösterilmesini isterlerken, bazıları mahallî kiliselerin tehlikelerine işaret ederek bunlara tam bir serbestlik verilmesinin doğru olmayacağını, bunların ne olursa olsun merkezî bir otorite tarafından denetlenmesinin daha uygun olacağını söylenıişlerdir(188). Bu merkezî otoriteyi tesis erme fikrinin temelinde ise sömürgeci, köle kullanıcı, ve başkalarının haklarım gasbetmeyi

meşru gören ve gösteren Yeni Ahit mantığı vardır.

-


Konular

3) Muharref İncillere Göre Gelecekte Olacağını Haber Verdiği Hadiseler
4) Muharref İncillere Güre Hz. İsa'nın Suretinin Değişmesi
5) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Ölüleri Diriltmesi
6) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Yiyeceği, İçeceği Arttırması ve Malı Bereketlendirmesi
7} Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Su Üstünde Yürümesi
8) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Fırtınayı Dindirmesi
9) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Suyu Şaraba Çevirmesi
c- Muharref Dört İncilde Geçen Hz.İsa'mn Vaaz ve Nasihatleri
1) Muharref incillere Göre Hz. İsa'nın Kendisine Karşı Olanlara Karşı Tutumu ve Hitap Tarzı
2) Muharref İncillere Göre Dostlarına Karşı Tutum ve Davranışları
3) Muharref İncillere Göre Annesine ve Kardeşlerine Karşı Tutumu
4) Muharref İncillere Göre Hz.îsa'nın İncir Ağacına Lanet Olayı
5) Muharref İncillere Göre Hz.İsa'da Hayvan Sevgisi, Onun Hayvanlara Saldırması
6) Muharref incillere Göre Hz.isa'nm İnsanı, Kendi Bedenine Eziyet Etmeye Teşvik etmesi
7) Muharref İncillere Göre Hz.îsa'nın Sözlerinde Kin ve Nefret Unsurları
8) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Kölelik Anlayışı
9) Muharref încillere Göre Hz. İsa'da Irk Ayırimi
10) Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Sözlerinde Erkeklerin Kendilerini Hadım Etmeye ve Evlenmemeye Teşvik Edilmeleri
11) Muharref İncillere Göre Hz Isa'nın Sözlerinde Kadın Haklari ve Boşanma
12) Muharref İncillere Göre Hz.Isa'nın Sözlerinde Servet Düşmanlığı ve Tembellik
13) Muharref İnciller ve Komünizm
14) Muharref İncillerde Sömürü ve Faiz Anlayışı
7- DÖRT İNClLDE GÖRÜLEN ÇELİŞKİLER
a- Muharref İncillerde Hz.Isa'nın Nesebi Konusunda Görülen Çelişkiler
b- Muharref încillerde Hz.Yahya ile İlgili Çelişkiler
c- Muharref încillerde Dans Sahneleri
d- Muharref încillerde Havarilerle ilgili Çelişkiler
e- Muharref İncillerde Kızı için Yardım isteyen Kadının Milliyeti ve Memleketi ile İlgili Çelişkiler
f- Muharref İncillerde Hz.Isa'nın
g- Hz İsa'nın Tutuklanma Gecesinde Meydana Gelen Hadiseler ile ilgili Olarak Görülen Çelişkiler